Sanal dünyada çöp kutusu işaretine veya silme tuşuna basarak istediğimiz içeriği silme özgürlüğüne sahibiz. Herkesin görüp, beğenip, yorum yapabileceği paylaşımımızı bir tuşla yok edebiliriz. Hatta bugünlerde bazı sosyal medya uygulamalarında yorum yapma özelliğini bile kapatabiliyoruz. Sosyal medya ne kadar dünya ile iletişimimizi sağlasa da bugünlerde fazla kullanımı ve yanlış kullanımı sebebiyle birçok psikolojik hastalığa neden oluyor. Özellikle ergenlerde büyük baskı yaratan sosyal medyada bazen insanlar toplum baskısı ve korkusuyla çok beğendikleri içeriklerini de silme ihtiyacı duyabiliyorlar. İnsanların yorumlarından korktuğumuz için internet ortamında görsel, işitsel ve yazılı olarak biriktirdiğimiz anılarımızı, düşüncelerimizi yok edebiliyoruz. Hatta bazen kendi beğendiğimiz bir fotoğrafı insanların görüşleri yüzünden paylaşmayabiliyoruz.
İnsanlar olarak çoğu zaman kötüye odaklanabiliyoruz. Kötü bir anıyı unutmak, en kötü senaryoyu düşünmemek, bir insanın kötü bir özelliğini fark etmemek bizim için zorlayıcı olabiliyor. Bu yüzden geçmişte yaşanan kalp kırıcı, suçlu hissettiren ve öfkelendirici olayları unutamıyoruz. Ya da bazen gelecekten o kadar korkuyoruz ki geçmişteki iyi olaylara, özlediğimiz zamanlara tutunuyoruz ve şu anı yaşayamıyoruz ve gelecek için düşünemiyoruz. Bazı zamanlar hepimiz geçmişe iplerle bağlanıyoruz ve ipleri bırakmakta zorlanıyoruz. Geçmişe bu kadar sıkı tutununca ilerlemekte sıkıntı yaşıyoruz ve kafamıza bir şey takılınca düşünceleri terk edip gerçek hayata dönmek o kadar da kolay olmuyor. Böyle durumlarda bir çoğumuz bu düşünceleri kafamızdan silmek ya da geçmişi değiştirmek isteriz. Fakat asıl sorun geçmişi silememek ve değiştirememek mi? Geçmiş değiştiremeyeceğimiz kafamızdaki anılardan ibaret ve bizim yapabileceğimizin en iyisi geçmişi olduğu gibi kabullenip ilerlemeyi öğrenmek.
Eğer kolayca geçmişimizi silebilseydik neler olurdu? Birçok insanın ilk yapacağı şey kendilerine pişmanlıklarını, hatalarını unutturmak olurdu ama bir insanın bir şeyi öğrenmesinin en iyi yolu hata yapmaktır. Eğer bir tuşla geçmişi silebilseydik doğru ve yanlışın farkını bilemezdik. Hatalarımızdan ters çıkaramaz ve aynı yanlışları yapmaya devam ederdik. Aynı yanlışları defalarca yapmak bize kötü hissettiren duyguları defalarca yaşamak anlamına gelir. Geçmişten ders çıkarmak geleceğimizi ve şu anı daha iyi yaşamanın, kendini geliştirmenin en
iyi yollarından biridir. Hata yaptıkça ilerlemeyi öğreniriz ve bir daha ki attığımız adım içi bize yol gösterir hatalarımız.
Eğer ki anılarımızı silebilseydik o zaman kim olduğumuza nasıl karar verirdik? Bizi biz yapan şey, kimliğimizi oluşturan şey yaşadığımız olaylardır. Hata yaparak doğru yolu buluruz, doğru kararlar vererek güzel anılar yaratırız ve bu anılardan öğrendiklerimizle kişiliğimizi oluştururuz. Bunların hepsinden tek bir tuşla ve belki de daha sonra pişman olacağımız ani bir kararla kurtulabilseydik kimliğimizi kaybederdik. Önemli olan bir olayı nasıl yorumladığımız, bir duruma hangi gözle baktığımız ve anılarımız içerisinde ne aradığımızdır önemli olan. Yaşadığımız zamanın ne geçmiş ne de gelecek olduğunu şu anda yaşadığımızın farkında olmalıyız.