“Bir tarafta paha biçilemez arkeolojik değere sahip bir bölge, diğer yanda ülkenin çok ciddi enerji ihtiyacını sağlamak için o bölgeyi sular altında bırakacak bir baraj … Hangisini seçerdiniz. Gerekçesiyle belirtiniz.” diye bir soru yöneltildi bizlere.
Ben paha biçilemez arkeolojik değere sahip bölgeyi korumayı seçerdim. Çünkü doğa mucizelerini ve tarihi eserleri kendimizin yapma şansı yok. Tarihi eserler bize atalarımızdan kaldı. Onların yaşadıkları hayatla ve başlarına gelen olaylarla ilgili bize bilgi verir .Tarihi bölgeleri atalarımız bize koruyarak bıraktı ve bizim de koruyarak çocuklarımıza bırakmamız gerekiyor. Yani bize ait değil. Sadece korumak sorumluluğu bize ait. Ulu önderimiz büyük liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ ün bir sözü var. ” Geçmişi olmayan geleceğe yön veremez ” 
Baraj yapımı da çok önemli. Teknoloji çağında yaşadığımız için çok fazla enerji harcıyoruz. Başka ülkeler belki bu seçimi yapmakta zorlanabilir. Ama bizim Türkiye’ miz doğal kaynaklar ve coğrafya bakımından çok zengin. Onun için enerji üretmek için tarihi eserleri yok etmek tek çözüm yolu değil. Önceliğimiz her zaman tarihi eserlerimizi geçmişimizi korumak olmaktadır.