“Geçmişi hatırlamayanların yazgılarında geçmişi tekrar etmek vardır.” George Santayana

Uzun zamandır herkesin tartıştığı ve asla sonuca varılamayacak bir sözel savaştır bu. Unutmak, unutmamak. Benim fikrim yukarıda görüldüğü gibi. Fakat unutmayı savunanlarda bir o kadar fazla, ne gariptir ki ben de unutmaktan yanayım. Ders çıkarılmayacak olan kötü olayları unutmak kadar güzel şey azdır; unutmak acıyı hafifletmez, bitirir. Fakat bazı istisnalar olduğu da göz ardı edilemez. Şöyle ki, bazı geçmişte olan kötü olaylar unutulduğu için değil alışıldığı için hafifler. Mesela bir annenin evladını kaybettiğini düşünelim, bu asla unutulmayacak bir şeydir aksine her zaman içinde olacak bir burukluktur. Ama zaman içinde alışılır, peki bunu unutmak olarak adlandırmak doğru mu?

Diğer tarafta şu sözü inceleyelim biraz, “Geçmişi hatırlamayanların yazgılarında geçmişi tekrar etmek vardır.” bu sözde bahsedilen geçmiş sadece senin değil bu dünyanın, yaşanılan hayatların, yapılan hataların, doğruların geçmişi. Geçmişi unutmak önündeki kılavuzu görme hakkını kaybetmektir adeta. Bu kılavuz bazen kullanılmalı, bazen ise kullanılmamalı ve senden sonrakiler için bir kılavuz yazmaktır. Bu kılavuzu ne zaman yazacağını ise geçmişte yazılan kılavuzlarda bulacaksın. Yani geçmişi unutmak bir hata yapmakla eş değerdir. Tabi burada hata yapmak kötü bir  şey değildir, böylece bazı şeyler daha akılda kalıcı şekilde öğrenilir diyenler olacak. Yani ‘bir musibet bin nasihatten iyidir.’ hesabı. Bu yargıya katılmıyorum dersem biraz ayıp etmiş olurum ama eğer kılavuzlarımıza bakarsak bu hatayı zaten birilerinin daha önce yaptığını görebiliriz. Bu kılavuzlarımız çoğu zaman ebeveynlerimiz oluyor çünkü bizi en iyi tanıyan ve bir zamanlar aynı olayları yaşayan kişiler onlardır.

Şimdi sözümüzün ilk kelimesinden çıkıp geri kalanına devam edebiliriz. Hatırlamamak, geçmişi hatırlamamak… Vay be ne kadar kolay gözüktü bazılarımızın gözüne. O zaman bir varsayım yapalım. Unuttunuz, yaşadığınız kötü olaylara dair hiçbir şey hatırlamıyorsunuz, ne o olayı, ne o olayın size getirdiği ruh halini, ne de neden o ruh haline geldiğinizi, atlatmak için neler yaptığınıza dair hiçbir şey hatırlamıyorsunuz. Yani yazdığınız kılavuzu yırtıp atmaktan bahsediyorum. Peki sonra ne olacak, bu kadar güzel görünen bu düş kabusa dönüşmeyecek mi? Yani yaşadığınız bu olay tekrarlanmayacak mı? Sonuçta her şeyi unuttunuz. Nasıl bu hale geldiğinizi, nasıl kararlar aldığınızı ,işte bu unuttuklarınız size yaşadığınız olayları tekrar yaşatacak, yani önceden yaşadığınız kabuslar şuan ki düşlerinizi de kabusa çevirecek. Uzun vadede bu kabustan kurtulmanın en iyi yolu alışmak ve yaşadıklarınızı asla unutmamaktır.

(Visited 209 times, 1 visits today)