Odamın kapısı açıldı ve içeri genel müdürümüz girdi. Bana bu akşam için hazır olmam gerektiğini ve birlikte bir yatırımcının evine yemeğe gideceğimizi söyledi. Uzun zaman sonra bir yatırımcı sayesinde işleri tekrar yoluna sokmak bizim için çok önemli bir fırsattı. Benden yanımda birkaç kişi daha getirmemi isteyen müdürümüz ardından odamdan çıktı.
Ofisimize çok sık gelmeyen genel müdürümüz benim yönetici olduğum ofisi oldukça takdir ederdi. Ay sonu bilançolarında her zaman artıda bulunan ofisimiz şirketin ayakta durmasına oldukça yardımcı oluyordu. Zaman zaman benden yardım isteyip kendisi ile beraber diğer ofislere ziyarete gidiyor, nelerin düzeltilmesi gerektiğine dair rapor sunup ofislerin durumunu değerlendiriyorduk. İş dışı hayatımızda birbirimiz ile çok yakın olmasak bile iş hayatından çok sıkı iki arkadaştık. İkimizin de unvanları gün geçtikçe yükseliyordu. Beni kendi bölgem için bölge müdürü yaptıkları zaman onu genel müdür olarak terfi ettirmişlerdi. Artık çok fazla birlikte olamasak bile bu olay sayesinde bir araya gelip tekrardan bir şeyler üzerinde çalışabilecektik. Kendi ofisimden en çalışkan en iyi elemanları seçmemiştim. Hem işlerinde elinden geleni yapanı aynı zamanda sosyal hayatını da koruyan iki arkadaşımızı odama çağırdım ve bu gece için hazır olmalarını istedim .Kendileri benim bu dediğimi duydukları zaman hemen kabul ettiler. İşlerini seviyorlardı ve destek olmak için ellerinden geleni yapacaklarına emindim. Bu nedenle bu iki kişiyi seçmiştim aslında.
Gece için siyah puantiyeli gömleğimi giydim. Üzerime siyah ceketimi aldım ve dar paçalı koyu gri kotum ile evimden ayrıldım. Arabama bindim ve iş arkadaşımı almak adına onun evine doğru yola çıktım. Ben ve arkadaşım aynı araba ile gelecektik. Çağırdığım iki çalışanlarımız ise kendileri geleceklerdi. İş arkadaşımın evine vardım ve yaklaşık beş dakika aşağıda onu bekledim. Aşağı indi ve arabanın kapısını açtı. Kafasındaki kasketi çıkartarak elini uzattı. Selamlaşmamızın ardından ceketinin iç cebinden bir parfüm kutusu çıkardı. Parfüm kutusunun dışı ambalajlıydı. Bu yeni aldığı bir parfüm olmalıydı. Ambalajı soydu ve çöpü ceketinin sağ dış cebine soktu. Kutuyu açtı ve parfümü sıktı. Bana ”İster misin?” diye sordu. İstemedim.
Yatırımcının evine varmıştık. Dışarıda bulunan kapının önünde çağırdığım iki çalışanımız gelmiş bizi bekliyorlardı. Arabayı park edip onların yanına gittik. Selamlaştık ve geldiğimiz villanın kapısına doğru yürümeye başladık. Otopark evin konumu ile yaklaşık 100 metre uzaklıktaydı. Dışarıda bulunan kapının üzerinde bulunan tokmağı kapıya doğru vurdum. Herhangi bir tepki olmayınca evin zilini çaldım. İçeriden kapıya doğru yaklaşan ayak sesleri duyuldu ve kapıyı bir temizlikçi açtı. Bize yemek masasının yerini gösterdi ve üzerimizdeki ceketleri alıp askılığa astı. Bu ev benim gözümde biraz tanıdık bir mimariye sahipti. Bütün detayları biliyormuş gibi hissetmiştim kendimi. Koridorun sonunda bir tablo vardı. Tabloyu görünce hatırlamıştım. Bu evde yaşayan yatırımcı benim üniversitede olan oda arkadaşımdı. O tabloyu odasına asmıştı ve bu tabloyu özel kılan tablo üzerinde sanatçının burnu kanaması sonucu bulaşan kan lekeleri olmuştu.
Masaya oturduk ve yatırımcıyı ,eski oda arkadaşımı, bekledik. Odasından merdivenleri kullanarak aşağı indi. Beni gördü ve öncelikle benim yanıma geldi. Kucakladı ve beni gördüğüne sevindiğini söyledi. Yanımda olan iş arkadaşım ve çalışanlarımız birbirimizi tanıdığımızı görünce çok şaşırdılar. Birbirimizi uzun zaman sonra tekrar görmüştük. Hiç pes etmeden çalıştığını ve istediği hayatı yaşadığını dile getirdi. Yeni bir iş heyecanı aradığını ve aradığını yatırım yapmakta bulduğunu söyleyen eski arkadaşım beni görünce bize karşı olan samimiyeti ve güveni artmıştı. Günün sonunda hem eski bir arkadaşımı görmüş, hem de çalıştığım yer adına önemli bir işe imza atmıştık.