Geleceği tanımlayabilirmisiniz? Boşuna uğraşmayın, çünkü gelecek belirsizlikten başka birşey değildir. Peki geçmişi hatırlarmısınız? Önemsemeyin çünkü yolda yürümek için arkanıza bakmak gerekmez.
Karanlık bir gecede bir yolda olduğunuzu düşünün elinizde de bir fener ve yolda ilerlemeniz lazım. Bu yolun sadece bir kısmı fenerin ışığını alıyor burası sizin ”şimdi” niz. Önünüzde yolun aydınlanmamış bir kısmı var burasıda ”gelecek”. Hiçbirşeyin belli olmadığı elle tutulmaz gözle görülmez. Fakat neye benzediğini hayal edebiliriz fakat hayal ederken gerçekten fazla uzaklaşırsak o yol bize eziyet haline gelir. Arkamızda bıraktığımız yol ise bize hiç fayda sağlamaz orasıda önümüz kadar karanlıktır. Ancak şuan bizim etrafımızda görebileceğimiz çok şey var. Şu an elimizdeki herşey çünkü bir belirsizliğin içinde yaşıyoruz. geleceği tahmin edemeyiz ama bu günü istediğimiz şekilde yaşıyabiliriz ve şuan attığımız adımlar gelecekteki yolumuzu belirler. Hayatın karanlık yolunda ilerlemek için şu anı değerlendiememiz lazım. Şu an attığımız adımlar yolun nereye gideceğini belirliyor aslında.
Hepimizin bildiği bir hikaye var ”Ağustos böceği ile Karınca” Karınca bütün yaz boyu çalışıp yiyecek depolamış. Ağustos böceği ise yaz boyunca saz çalıp şarkı söylemiş. Kış gelip yiyecek bulamadığı zaman Karıncanın kapızına gitmiş. ancak karınca ”Ben çalışırken sen saz çalıp şarkı söylüyordun.” diye ona yiyecek vermeyi reddetmiş. Bu masal geleceğimize yön vermek için şu an yaşadığımız zamanı çok iyi değerlendirmemiz gerektiğini anlatan en basit hikayedir. Kışın güzel yemekler yiyebilmek için yazın çalışmak gerekir. Karınca gibi olup zamanında çalışıp geleceğimize yatırım yapmalıyız. Şu anımızı çalışmadan geçirirsek gelecekte Ağustos böceği gibi pişman olacağız ancak zamanı geri getiremeyeceğiz. Geleceğimizin sağlıklı ve mutlu olması için yaşadığımız anda yapacağımız hareketlere dikkat etmeliyiz.
Geleceği bilemediğimiz ve geçmişi değiştiremediğimiz için bu günün kıymetini bilmeliyiz. Yaşadığımız anda yaptıklarımızın doğru olup olmadığı, zamanımızı boşuna harcayıp harcamadığımız, kendimize yaptığımız yatırımlar olarak gelecğimizi şekillendirecektir. Örneğin 12. sınıfta üniversiteye giriş için bir sınava tabi tutulacağız. Üç yıl boyunca hiç çalışmadan oturursak bu sınavda başarılı olmamız beklenemez, sınavı sonucu belli değil ama üç yıl boyunca yapacağımız çalışmaların sonucu olacaktır. Bu nedenle yaşadığımız zamnadaki yapacağımız çalışmalar geleceğimize yatırım olacaktır. Eğer bu sınavda güzel bir sonuç alırsak yaşadığımız anlarda yaptığımız çalışmaların ödülü olacaktır. Üç sene boyunca çalışmadan kaderimde varsa kazanırım dersek bu kaderi kendimiz yaratmış oluruz, üç seneyi çalışarak geçirirsek hem kaderimizi değiştirir hemde ödülümüzü alırız. Demekki görevimiz yaşadığımız anları verimli bir şekilde değerlendirmektir.
10 ve 11. sınıflarda derslerimize çalışmayıp 12. sınıfta çalışmaya başlasak bile tüm yılların konularından sorumlu olduğumuz için çok başarlı olamayız geçmişe dönüp 10 ve 11. sınıfı yeniden okuma imkanımız olmayacağına göre herşeyi zamanında yapmak başarının anahtarıdır. Yapamadıklarımız için ne kadar üzülsek te geçmişe geri dönemeyiz.