Hayat,mutlulukla başlayıp hüzünle sonuçlanan sonsuz bir eserdir.Senaristinin hep değişmesine rağmen hep aynı olay ile başlayıp sonuçlanan tek oyundur.Bu oyunda insan sadece başarılarıyla hatırlanmak ister.Kendisi hep adını duyurma ve başarıya ulaşma hayalleriyle süslenen bir oyuncudur.Hatasız yaşamaya çalışmasının da sebebi budur.Yaptığı hataları tekrarlamamaya çalışmaktansa doğru yapmaya odaklanır ve önceki hataları yine önünde belirince de yakınmaya ve suçu başkalarına atıp kendi hatalarını görmemeye çalışır ve hatalarını yadsır.Ancak zavallı insan hayat döngüsünün içinde kaybolmaya başlar.Hayat ona vurduğunda karşılık veremeyeceğini sanır ve hatta hayatın sadece ona vurduğunu söyleyerek suçu hayata atar.
“Hayat bize hiç gülmedi.”gibi ifadeler kullanır.İnsan burada yaşadığı hayatın geçmişinin ürünü olduğunu anlamaz.Geçmiş hayat oyununda oynamayı bitirdiğimiz yerlerdir.Oyuncu ne kadar geçmişinden memnun olmasa da hatalarla dolu olsa da oyuna devam etmek zorundadır.Geçmişindeki acıyı bir kenara bırakıp oyuna dönmezse eserdeki yerini reddederse oyunun akışı bozulur.O gider yerine başkası gelir ancak hayatta kaybeden yerini inkar eden oyuncu olur.Ben geçmişini tamamen göz ardı etmelidir demiyorum,ben geçmişinde yaptığı hatalardan ders alması ve duygularını bir kenara atıp geçmişiyle yüzleşerek oyuna devam etmesi gerektiğini söylüyorum.Çünkü geçmiş bir kenara atılıp önemsenmeyecek kadar değersiz bir parçası değildir hayatın.Geçmiş bir tükenmez kalem gibidir.Yaptığın hataları silemesen de geleceğini çizerken yaptığın hataları tekrarlamamaya çalışabilirsin.Böylece geçmişinin acılarını dindirecek bir gelecek yaratabiliriz.Kalemin kötü yazdığını söyleyerek değişmeyecek şeylere yanmakla vakit geçirmek geleceğini geçmişinden ibaret olduğunu kabullenmekten farklı bir şey değildir.Bazı insanlar geçmişi silmenin parlak bir geleceğin anahtarı ve temelleri olduğunu düşünüyor.Ancak anahtar girdiği kapıya uyumlu olmalıdır.Bir binayı yapmadan önce sağlam temeller için sağlam bir zemin lazımdır.Gelecekte başarı elde etmek için yapacağımız işin gerektirdiklerini bilmeliyiz.Çünkü her anahtar her kapıyı açmadığı gibi her temel sağlam olmaz.Depremlerde hangi zeminlerin çabuk kırıldığını bilmen lazım ki temeller sağlam olsun ya da hangi anahtarın hangi kapıya uyduğunu bilmemiz gerekir ki içeri girebilelim.Geçmiş tecrübe açısından da önem teşkil eder.Geçmiş eğer beden bulsaydı gölgesinde tecrübeyi görürdük.Nasıl bir bebek hayata yeni geldiğinde elini zımbaya sokuyor,makası yemeye çalışıyorsa geçmişi silinmiş bir hayatta yaşayan insan da o duruma düşer.
Geçmiş,önündeki geleceğin yolunu aydınlatmada en önemli yerlerden birini teşkil eden hayata anlamını veren ayrılmaz bir parçasıdır.Geçmiş hayat ağacının büyümesi için atılan tohum,gübre,su gibidir.Hayatın onsuz büyümesi düşünülemeyecek kadar saçmadır.Bu ihtiyaçları verilmeyen bir ağaçtan büyümesi beklenmeyeceği gibi kuruması bile beklenebilir.Geçmiş gerekleriyle bir bütün olarak hayatımızı şekillendirdiğine göre hayatımızdaki acılarından ders alıp gelecekte acılarımızın meyvesini almak için silinmemiş bir geçmişe sahip olmamızın bu yoldaki en aydınlık fenerimiz olacaktır.