Dört bir yanı güzellikler ile kaplı, buram buram tarih kokan bir ülkemiz vardır. Böyle bir ülke de her bir tarafta tarihi eser ve tarihten izler ile karşılaşmak mümkündür. Her ne kadar tarihi eserlerden bolca olsa da bazı tarihi eserler diğerlerinin yanında çok daha değerli ve araştırmalar için önemlidir. Bu tarz bölgelerde yapılacak arkeolojik keşifler gerek ülkemiz gerek dünya için çok büyük önemler taşımaktadır. Ancak böyle yerler maddi çıkarlar için feda edilmeli mi? Ülkenin yararı için gözden çıkarılabilir mi?
Dünya tarih öncesi çağlardan bugüne kadar sayısız medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu medeniyetler birbirleri ile bağlantılar kurmuştur. Aynı şekilde bugüne kadarda insanlar bu medeniyetleri ve bağlarını anlamaya çalışmıştır. Bu sebepten bağlantıları aydınlatmak için arkeolojik kazılar yapılmıştır. Arkeolojik kazılarda bulunan yazılı eser, yapı şekilleri, yaşam biçimleri gibi etkenler burada yaşayanların bağlantılarını gibi tarih açısından çok büyük önem taşıyan bağlar göstermektedir.
Arkeolojik kazılar tarih için bu kadar önem taşırken bir yandan ise günümüzün de sorunlarını çözmemiz gerekmektedir. Bu sorunlara örnek olarak ise gün geçtikçe artan enerji ihtiyacı gösterilebilir. Bu ihtiyacı karşılamak için kullanılabilecek yöntemler arasında barajlar önemli rol oynamaktadır. Ancak bazı durumlarda bu barajlar arkeolojik kazı alanlarını su altında bırakma riski taşımaktadır. Bu durumda kimi kişiler enerji ihtiyacımızı göz önünde bulundurarak eserlerin gözden çıkartılabileceğini söylese de azımsanamayacak bir kesim ise tam tersini savunmaktadır.
Artan nüfus ve ortalama enerji tüketiminin fazlalaşmasıyla ihtiyaç da artmaktadır. Ancak ne yazık ki ülkemiz enerji bakımından çoğunluk ile dışa bağımlıdır. Bu durumdan dolayı ise ülkenin büyük bir ihtiyacını giderebilecek büyük bir baraj kurulması önemli bir yatırımdır. Artan talebi karşılayabilmek için bir kaynağa sahip olunması her ne kadar çok önemli ve bir o kadar da zorunluluk olsa da şu an ele aldığımız durumda tarih için belki de çok büyük bir gelişmeye sebep olacak bir kazıyı yok etmekten bahsediyoruz. Böyle büyük bir kayıp insanın ikinci bir kere daha düşünmesine sebep olmaktadır.
Bu kararları vermek tamamen kişinin etiğine kalmış bir olaydır ancak bu karar verilirken kesinlikle göz önüne alınması gereken şey tarihi bir olayın sadece bir kere yaşanması ve her kazıdan aynı verimin alınamayacağıdır. Her ne kadar enerji üretiminde aynı büyüklükte olsa da birçok yöntem olup barajın yeri doldurulabilse de tarihi bir bölgede elde edilebilecek verilerin yerini doldurabilecek bir şey da ha yoktur. Bu yüzden benim fikrim arkeolojik bir kazı alanın yeri doldurulabilecek bir yatırım ile yok edilip, tarihin karanlık sayfalarına ışık tutma şansımızın ortadan kaldırmak mantıksızdır. Bazen paradan geliri sağlamaktan daha önemli yatırımların olduğunu hatırlamamız gerekmektedir.