Bir gün uyandım. Camdan garip bir ses geldi. Camı açtım. O da ne? Bu bir d-dinazor! Annem ne oldu dedi. Ben de dinozorları fark etmedin mi diye sordum? Onları ilk defa mı gördün dedi? Şaşkınlıkla evet diyebildim. Ve dışarı çıktım. Aa! Bir dinozor beni aldı. Çok heyecanlandım ama bir o kadar da korkmuştum. Birlikte bir adaya düştük. Kulağıma korkunç çığlıklar geliyordu. Yavaşça patikadan ilerledim. Yol bir dinozorun yuvasına çıktı. Koşmaya başladım. Işıl ışıl parlayan bir şey gördüm. Annem bana hep masallarında anlatırdı. Bu yemyeşil bir zümrüttü. Zaten bütün zümrütler yeşil olurdu. Onu aldım ve dinozorlar peşimden gelmeye başladı. Zümrüt aniden bir yere fırladı. Zümrüt’e dokundum ve önüme bir kapı açıldı ama direk giremezdim. Dinozorları da yanıma aldım. Onlarla birlikte geleceğe gittik. Böylece dinozorların geçmişteki tüm izleri kayboldu. Gelecekte ise her yer dinozor oldu. İçimden dinozorsuz bir geleceği özledim dedim.
Geçmiş Daha Yeni Başlıyor
(Visited 45 times, 1 visits today)