Yaşanmış olaylar baz alınmıştır.
Mayıs ayının bir Pazar sabahı Konya’nın Meram ilçesinde yer alan, birkaç gün önce kentsel dönüşüm gereğince yıkılacağı haberi alınan iki katlı gecekonduda alışılmadık bir telaş hâkimdi. Ufak evin dört bir yanını birkaç saat içerisinde evin en büyük kızının evlenecek olmasından kaynaklanan bir telaş sarmış olsa da yıllanmış evde bu telaştan nasibini almamış bir oda bulunmakta, bu odada kestane saçlı hafif topluca bir kız oturmaktaydı.
Evin en büyük kızı Aslı Nur saçını yaptırmış ve kendisi için seçilen ucuz olmasına rağmen oldukça şaşaalı görünen gelinliği giymiş olmanın rahatlığıyla aşağı yukarı çeyrek saattir odasının pürüzlü duvarı ile göz gözeydi. Hayatını etkileyen pek çok durumda yaptıkları gibi Aslı Nur’un fikrini kiminle evleneceğini seçerken de almamışlardı. Başlarda Aslı Nur bu durumdan pek hoşnut olmasa da annesinin görücü gittiği evde beğenmiş olduğu damat adayını görüp kendisi de beğenince bu duruma sesini çıkarmayıp damadın göründüğü gibi birisi olmasını dilemişti. Yan yana gelme fırsatı buldukları sayılı durumlarda annesinin seçmiş olduğu damat adayı Süleyman, Aslı Nur ile sohbet etmeye özen göstermiş, onun gönlünü hoş tutmaya dikkat etmişti. Süleyman’ın hoşsohbetliği ve iri, kahverengi gözlerinden oldukça etkilenen Aslı Nur bu vesileyle kulağına gelen Süleyman’ın başka bir kız ile ilgilendiği dedikodularını gönül rahatlığıyla göz ardı edebilmişti.
Aslı Nur’un yaşı çevresinin ona dayatmış olduğu evlilik yaşını bir-iki yaş geçkin olunca arkadaşlarının üstü kapalı fakat okları kendisine yöneltilmiş sözlerinin kurbanı olmaktan kaçamamış, bu sebepten ağladığı pek çok gece olmuştu.
Aynı günün sabahı aynı semtin bir gecekondusunun biraz ilerisindeki gölgelik kuytu bir köşede 1974 model bir Murat 124’ün içerisinde 2 erkek bekliyordu. Sürücü koltuğunda oturan Süleyman’dan yaşça daha küçük ve daha sabırsız olan Mehmet bunaltıcı sıcağa dayanamayıp söylenmeye başlayalı birkaç dakika oluyor, bu durum Süleyman’ın sinirlerini iyiden iyiye bozmaya başlıyordu. Uzunca bir süredir orada bekliyor olmalarının suçunu Süleyman’da bulsa ona sesini çıkaramayacağının farkında olan Mehmet hınçla camdan yere tükürdü, sesindeki öfkeyi bastırmak için büyük çaba göstererek konuştu: “Nerede kaldı bu kız?”.
Aslı Nur etrafında dönüp duran kargaşaya kapıldığı takdirde heyecandan bayılacağının bilirmişçesine içerisinde bulunduğu durumu düşünmemeye çalışıyordu. Kendisi bütün hazırlıklarını tamamlamasına rağmen ailesinin hazır olmadığını bu sebepten Süleyman’ı bekletiyor olabileceğini aklına getirip kulaklarında kursağından çıkıp gelen öfke kıvılcımlarını hissetti. Süleyman’ı kapıda kendisini düğün salonuna götürmek üzere beklerken hayal etti, daha fazla beklememek konusunda kararlıydı. Usulca odasının kapısına oradan da evin kapısına doğru ilerledi. Mutfak ve annesinin yatak odasındaki karışıklıktan giriş boştu, kimse odasından çıktığının farkında görünmüyordu.
Aslı Nur giriş merdivenlerini görülmekten korkarcasına inerken aynı semtin başka bir gecekondusunda Hülya isimli bir kız da aile korkusuyla daha da ağırlaşan yapacağı eylemin manevi yükünü 46 kiloluk bedeninin çelimsiz omuzlarına almış giriş merdivenlerini korkarcasına iniyordu. Aslı Nur kapının önünde Süleyman’ın arabasını göremeyip şaşırsa da bu sıcakta arabanın güneşin altında duruyor olmamasının doğal olduğunu, Süleyman’ın arabayı muhtemelen gölgelik bir kuytuya çektiğini düşündü. Süleyman’ın 1974 model Murat 124’ünün kapısı açıldı, arabanın yükü 46 kilogram arttı ve Aslı Nur’un telefonunun ana ekranı Süleyman’dan gelen mesaj ile aydınlandı: “Üzgünüm, bunu yapmak zorundaydım.”