Geç Kaldın

Kalabalıktı.Çok kalabalık.Mahallenin neredeyse yarısı baktığı zaman insanın midesini kaldıracak bir şekilde caddenin ortasında yol ile neredeyse bütünleşmiş bedenin etrafında toplanmış ,gelse bile kendisini hastanenin ancak morguna götürebilecek olan ambulansı bekliyorlardı. Benim midem hassastır bakamam zaten tanık olarak mahkemeye gittiğimde diğer şahitler ölü bedeni tanımlarken bile kendimi zor tuttum.Kazayı yapan ,zanlının patronu olduğunu söyleyen adam ve yaşının küçüklüğü suratından anlaşılan bir mendil satıcısı sırayla kalkıp kaza olana kadar suçlu ile kurdukları diyalogları anlatıyorlardı.

Bay patrick bu sabah evden olması gerekenden 2 saat geç çıkmıştı.Patronu olduğu iş yerine giderken on yedi yıllık karısının nasıl kendisini aldatıp üstüne üstlük sadece bir mektup bırakıp sevgilisi ile kayıplara karışmasını düşünerek gitgide sinirleniyordu.Bir hışım ile binaya girip  ile muhasebe bölümünün kapısını açtı

Jamie her zaman yaptığı gibi bilgisayarın başında oturuyor ve şirketin aylık gelirini ve zararını hesaplıyordu.Bir ara gözü koşede duran aile fotoğrafına ilişti.Uzun turuncu saçları , çilli suratı , yüzündeki kocaman gülümsemesi ve kucağında yine kendisine benzeyen küçük tatlı bir kız çocuğu ile yanında duran kadına sevgi ile baktı.Bir ara hayallere daldı.bu şirkete girdiğinden beri para biriktiriyordu.Amacı belliydi.Bu yaz patrondan iki haftalık izin isteyecek ve karısını hep hayali olan dünya turuna çıkaracaktı.Bu düşünceler ile motive olup ekranın başına geri döndü ve bir an önce işini bitirmeye odaklandı.

O sırada patronunun ortalığı inleten ve gittikce şiddetlenen sesini duydu.Bay Patrick burnundan soluyarak içeri girdi.Tüm ofis çalışanlarına bağırarak Jamie’nin yanına geldi;

-Neden hala bitmedi bu işler bay Jamie? Size bu yüzden mi para ödüyoruz biz?                                                      -Aslında bakarsanız işimi tam da bitmesi gereken saatte bitireceğim efendim asla geciktirmem.                               -Ben onu bunu anlamam hemen şimdi tüm dosyaları önümde istiyorum hem de hemen!!                                        -Aman efendim dosyalar evde.Benim teslim günüm çarşamba olduğu için evde bıraktım bugün çıkarttığım dökümanları da eve götürüp birleştirecektim.                                                                                                                -Hala ne duruyorsun o zaman eve gidip alsana! İki saatin var yoksa kendine yeni bir iş arasan iyi edersin!

Jamie koşarak otoparka indi,arabasına bindi ve olabildiğince hızlı bir şekilde evin yolunu tuttu.Çok şaşkındı.Patronunu daha önce hiç bu kadar kızgın görmemişti aksine bay Patrick her zaman çok anlayışlı ve sevecen bir adam olmuştu.Kendi kendine her defasında ne kadar şanslı olduğunu, diğer çalışanlar gibi patronundan gün aşırı azar işitmediği için ona minnettar olduğunu söyleyip dururdu.

Claire bale eğitmeninin ders bitirme işareti ile soyunma odasına gidip üstünü değiştirdi ve bisikletinin olduğu yere doğru yol aldı.Bisikletine binecekken ayakkabısının bağının çözüldüğünü gördü ve eğilerek bağcıklarını bağladı.Bu normalde çoktan yola çıkıp şu an varmış olması gereken caddeye üç dakika daha geç gidecek demekti.Ne Yazık.

 

Jamie tam gaz eve doğru gidiyordu ki önüne elinde mendil olan bir genç atlayıverdi.Jamie ısrarla mendil istemediğini söyleyerek yoluna devam etti ama malesef o da normal hızında varması gereken yere daha geç varacaktı.En azından o gecikmeseydi.

Claire kulağında kulaklığı ile şarkıya eşlik ederek yavaşça bisikletini sürüyordu belkide kendini müziğe çok kaptırmıştı yoksa mutlaka yaklaşmakta olan aracı fark eder ve hayata bu kadar erken veda etmezdi.

Duruşma çıkışında en yakın kafeye gittim.Kruvasan ve bergamotlu çay söyleyip yemeğim gelene kadar zanlının ve diğerlerinin söylediklerini düşünmeye başladım;                                                                                                     Eğer patron o mektubu sabah görmemiş olsaydı işe tam zamannda gidecek ve hiçbir problem çıkartmayacaktı. Arabanın sahibi ise işinden tam saatinde çıkacak ve bir mendil satıcısıyla karşılaşmayacaktı.Oracıkta vefat eden o güzelim kızcağız eğer ayakkabısının bağını bağlamadan yoluna devam etseydi arabanın olduğu saniyede o caddeden benimle birlikte karşıya geçmeyecek ve benim yerime arabanın altında kalmayacaktı.İnsan bütün bu tesadüfleri düşününce ”Aman allahım ucuz kurtulmuşum”demeden kendini alamıyor.kim bilir belkide başka bir gün ben olmama gereken saatte olmam gereken yerde olmam.

 

 

(Visited 96 times, 1 visits today)