Gıda kaynaklarındaki yetersizlik, dünya nüfusunun artmasıyla birlikte giderek daha da belirgin hale gelmektedir. Yaklaşık 7,9 milyar insanın yaşadığı dünyada, bazı ülkelerde halihazırda açlık ve kıtlık yaşanmaktadır .Genetiği değiştirilmiş ürünler, tarımsal ürünlerin genetik yapısının bilimsel yöntemlerle değiştirilmesiyle elde edilir. Genetiği değiştirilmiş ürünler (GDO’lar) bu soruna yönelik çözümlerden biri olarak görülmektedir. GDO’lar, dünyanın giderek artan nüfusunu besleme konusunda tartışmalı bir çözüm olarak bakılıyor . Bazı insanlar, GDO’ların kıtlık ve açlık gibi ciddi sorunlarla mücadele etmek için bir çözüm olduğunu düşünürken, diğerleri bu görüşe karşı çıkmaktadır.
Benim düşüncem ise, GDO’ların dünya genelinde açlık ve kıtlıkla mücadelede önemli bir rol oynayabileceğidir .Örneğin, GDO’lu üretmek, Afrika’da gıda kaynaklarına sorununa çözüm olabilir. Dünya nüfusu hızla artmaktadır ve gıda kaynakları her geçen gün daha da sınırlı hale gelmektedir. Bu nedenle, geleneksel yöntemlerle yetiştirilen ürünlerin yetersiz kalması ve giderek artan ihtiyaçları karşılaması mümkün değildir. GDO’ların kullanımı, ürün verimliliğinin artırılması, bitki hastalıklarına karşı direncin artırılması ve daha fazla alan kullanımı için daha uygun ürünlerin geliştirilmesi gibi avantajlar sağlayabilir Ayrıca, GDO’ların daha az su ve gübre kullanarak daha fazla ürün vermesi, çevresel kaynakların daha etkili kullanılmasını sağlayabilir. GDO’lar, gıda üretiminde sürdürülebilirliği artırmaya da yardımcı olabilir. Bununla birlikte, GDO’ların kullanımı hakkında bazı endişeler de vardır. GDO’lar doğal olarak ortaya çıkmayan, insan tarafından değiştirilen ürünlerdir ve bu nedenle uzun vadeli etkileri tehlikeli olma olasılığı olsa da kısa vadede iyi bir çözüm olarak görülebilir. Ayrıca, bazı GDO’lar, özellikle ilaçlar veya diğer kimyasal bileşikler üretmek için kullanılanlar ,sadece insan sağlığına değil diğer canlılara da zararlı verebilir.Bu zararlardan örnek vericek olursam çevresel riskler , gıda güvenliği sorunları ve birçok risk örnek verilebilir. Bu nedenle, GDO’ların kullanımı düzenlenmeli ve denetlenmelidir. GDO’ların kullanımı, açlık ve kıtlıkla mücadele etmek için tek çözüm değildir. Ancak, nüfusun artması ve gıda kaynaklarının sınırlı hale gelmesi ile birlikte, GDO’ların kullanımı gereklidir. Bu, dünya genelinde daha fazla gıda üretmenin yanı sıra, çevre kaynaklarını daha etkili bir şekilde kullanarak, sürdürülebilir bir gıda sistemi sağlamayı da mümkün kılar.
Sonuç olarak, GDO’ların kullanımı açlık ve kıtlıkla mücadele etmek için tek çözüm olmasa da, önemli bir rol oynayabilecekleri görülmektedir. Tabii bu ürünlerin kullanılıp kullanılmayacağı devlet tarafından belirlenebilir bu sayede o ülkede kontrol sağlanmış olur.Ama benim fikrim şu yönde AFrika gibi gıda kıtlığı bulunan ülkelerde genetiği değiştirilmiş organizmaların kullanımı yasal hale gelmeli.