Ben bir çocuktum.Okulda arkadaşlarımla oynar,eğlenirdim. Arkadaşlarım resim yaparken benim dikkatimi çekmişti. Ama ben bir tane bile hayallerimle resim oluşturamıyordum. Çok üzgündüm. Çünkü içimden şunlar geçiyordu: “Ben hayal gücümü kullanamıyorum, ben diğer arkadaşlarıma benzemiyorum, ben diğerlerinden farklıyım, kendimi kötü hissediyorum” hisleri geçiyordu içimden. Kendime özgüvenim kaybolmuştu. Bir gün anneme şöyle dedim:
– Anne, hayal gücümü kullanıp resim çizemiyorum, dedim.
Annem :
– Oğlum resim çizmek çok kolaydır. Mesela sana çizerek örnek vereyim.
-Hadi bu resmi beyninde canlandırıp farklı bir halde çiz.
Bu sayede ben resim çizebildim ve anneme teşekkür ettim.Çok mutlu olmuştum. Resim dersi için heyecanlıydım. Bu resmin aynısını çizip öğretmenime verdim.
Öğretmenim:
-Aferin çok güzel yapmışsın, dedi.
Bu moral, diğer derslerime de olumlu yansıdı. Herkes resim yapabilir, fakat herkesin yaptığı resmin bir sanat değeri taşıması zordur. Ancak resim eğitimini almış insanlarda bu farklılığı net bir şekilde görebilirsiniz. Resim, düzenli olmaya, renkleri uyumlu kullanmaya, daha yaratıcı ve özgür çizimler yapamaya katkı sunar. Resim sanatı, estetik bakış açısının gelişmesine yardımcı olur.
Annem:
-Aferin oğlum! Sen büyüyünce iyi bir ressam olacaksın, dedi. Fransız Devrimi, çok uluslu imparatorlukların yıklımasına sebep olduğu gibi, bazı kalıplaşmış zihniyetlerinde değişimine yol açmıştır. Fransız Devrimi’nden sonra resim sanatında meydana gelen değişimleri açık bir şekilde görebilirsiniz. Resim sanatının bugün geldiği noktayı sanıyorum anlatmaya gerek yok. Umarım, ileride bende bir ressam kadar katkı sunabilirim.