1814 yılında kameranın icat edilmesiyle birlikte yeni bir dönem başladı. Özellikle anılarımızı kalıcı hale getirmek için fotoğraflar ve videolar çekmeye başladık. Video çekimleri profesyonelleşti ve eğlenceli vakit geçirmek için izlediğimiz filmler oluştu. Çekilen filmlerin sayısı arttıkça ve bu insanlara kazanç sağladıkça işler ilerledi ve sinema sektörü oluştu. Bu sektör; film yapım şirketleri, senaristler, yapımcılar, yönetmenler, oyuncular vb. şeylerden oluşuyor. Günümüzde ticari ve sanatsal bir endüstri. Dışarıdan görüldüğünden çok daha büyük etkiye sahip.
Bir filmin gişesinin fazla olması için izleyenlerin çok beğenmesi, film hakkında güzel yorumlar yapması ve tanıdıklarına önermesi gerekir. Sinema sektöründe gerçekten bir yarış var. Şirketler iyi bir film yapabilmek, daha çok para kazanmak ve birbirinin önüne geçebilmek için çok çalışıyor. Kaliteli bir filmde, insanların beklentileri kişiden kişiye değişiyor ama benim için bir filmi iyi yapan iki şey vardır: senaryo ve oyuncular. Öncelikle oyuncular yetenekli olmalı ve rolünü yapacakları kişinin karakterini en iyi şekilde yansıtmalıdırlar. Bunun dışında iyi bir senaryo ise akıcı olmalı, senaryodaki hikaye bütünlüğü korunmalı ve izleyicide derin bir etki bırakmalıdır.
İnsanların beklentilerini karşılamak ve onları etkilemek zordur. Özellikle çok izlenen filmlerin izleyiciyi nasıl bu kadar etkisi altına aldığını merak ediyordum ve bu konuda araştırmalar yaptım. Senaryo yazımında senaristlerin izleyiciyi cezbetmek için en çok kullandığı 2 strateji olduğunu gördüm: kişilerin hassas oldukları konulara değinmek, olayı duygularla karıştırıp derinleştirmek. İnsanlar duygusaldır ve filme aşırıya kaçmayacak derecede duygusal sahne eklemek onların filme ilgisini arttırır. Ayrıyeten filme komik sahneler eklemek de önemlidir.
Örnek vermek gerekirse; 1942 yılında yayınlanan ‘‘Bambi’’ filminde baş karakter yavru bir geyik, filmin ilerleyen dakikalarında yavrunun annesi avcılar tarafından öldürülüyor. Bu filmden sonra avcı sayısı %50 azalmış ve yaşananlar ‘Bambi etkisi’ olarak adlandırılmış. Derin düşünülerek yazılmış bir senaryonun iyi oyuncular tarafından canlandırılmasıyla oluşan kaliteli bir filmin, izleyicinin düşünce tarzını değiştirme gücüne sahip olduğu düşüncesine katılıyorum. Seyirciler, etkilenerek izledikleri filmlerden sonra aldıkları ana fikirleri yaşamlarında tatbik ediyorlar. Dolayısıyla, etkili bir filmin toplum yaşamını menfi veya müspet olarak değiştirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.