Hiç haberlerde veya trafikte insanların birbirine gereksiz yere kızdıklarını gördünüz mü? Dünya hoşgörüsüz insanlarla dolu. Mutsuz olmak için birçok neden varken mutlu olmak için neden daha da fazla fakat insanlar bir türlü gözlerini açıp gerçek mükemmel dünyamızı göremiyorlar. Peki eğer herkes çok hoşgörülü olsaydı ne olurdu?
Aslında detaylara bakmadığımızda gayet güzel olurdu. Herkes birbirine güzel şeyler söylerdi ve dünya mutlulukla dolardı. Fakat zamanla insanlar birbirlerini övmekten duramazlardı ve aynı şimdi olduğu gibi her şey tekrar kötü olurdu. Çünkü bu sefer bizim kullandığımız kötü şeyler oradaki iyi sözcüklerle yerini değiştirirdi. Yani insanlar birbirlerini daha güzel sözler söylemek için yarışa girerlerdi. Aynı şimdi olduğu gibi. İnsanların doğası hiçbir zaman değişmemişti, değişmedi ve değişmeyecek. Maalesef insanların çoğu hiçbir zaman gözlerindeki kırmızı perdeyi kaldıramadılar. Dünya bizlerin puslu gözlerimiz yüzünden bir cehenneme dönüştü ve artık geri dönüşü yok. İnsanların birbirlerine olan, doğaya olan, hayvanlara olan hoşgörüsüzlüğü bizi bu duruma getirdi.
Bu yazıdan anlayacağımız hoşgörünün bile fazlasının daha hoşgörüsüz bir yer yapacağını anladım. Her şeyin fazlası zarardır. Hayat bize mutluluğu da mutsuzluğu da tadında verir fakat biz herhangi bir şeyi yeterli seviyeden fazla bir şekilde istersek veya daha çok yaparsak hayatın dengesi bozulur. Biz hayata uyum sağlamayı öğrenemezsek hayat bize hiçbir zaman uyum sağlamaz.