Merhaba ben Nilda, bugün size bir hikaye anlatacağım. Fatma dünyanın en zor spor dallarından biri olan rugby’i öğrenmeyi çok istiyormuş ancak yaşadığı küçük kasabada bu zor sporu nasıl öğrenebileceğini kara kara düşünüyormuş.
Fatma çok meraklıymış ancak zor olan ve yapamadığı her şeyin imkansız olduğunu düşünür ve hayallerinden vazgeçermiş. Bir gün Fatma yolda yürürken bir adam görmüş, adam arkadaşlarıyla birlikte rugby oynuyormuş, Fatma onlara bakıp “imkansız bu! Nasıl oynuyorsunuz bu oyunu? Hem de burada” demiş . Adam Fatma’ya bakmadan “Bugün öğleden sonra okulun bahçesinde buluşalım.” demiş. Fatma o gün öğleden sonra
okulun bahçesine gitmiş ama adam ortada yokmuş. Fatma biraz daha ileri doğru gidince adamı görmüş, çimlerin üzerine oturmuş onu bekliyormuş.
Adam Fatma’yı görünce ayağa kalkıp sormuş
– Nerede kaldın? Yarım saattir seni bekliyoruz.
-Bekliyoruz mu? dedin demiş Fatma
-Evet, arkadaşlarımla beraber sana rugby oynamayı öğreteceğiz bugün demiş. Arkadaşları da bir anda ortaya çıkmışlar. Bozulan otobüslerinin tamir olmasını beklerken Fatma’ya bir kaç saat içinde rugby oynamayı öğretmişler. Meğer bu adamlar çok başarılı bir rugby takımının oyuncularıymış.
Fatma bir an yaşadığı olayın gerçek mi yoksa bununda bir hayal mi olduğunu düşünmüş. Ve kendi kendine “İyi de bu imkansız! ” demiş.
Ona rugby oynamayı öğreten adam ve arkadaşları hep bir ağızdan ” İmkansız mı? Bir daha düşün ” demişler ve hep birlikte gülmüşler.
Fatma o günden sonra rugby oynamayı hiç bırakmamış ve çok başarılı profesyonel bir sporcu olmuş.
Unutmayın ki İmkansız diye bir şey yoktur! Eğer istersek her şeyi başarabiliriz.