Özenmek;beğendiği şeye benzemeye çalışmak, yapmaya kalkışmak. Sözlük anlamı budur özenmenin. Tabii özenme kelimesini duyunca aklımıza hoş bir şey gelmiyor. Özenmek mi? Birine özenen kişi mi? O zaman o kişi hakkında aklımızda öz güvensiz, kendine saygısı olmayan, cahil, kişiliksiz gibi bir sürü sıfat beliriyor. Halkımız belki de kültürümüz bizi bu duruma getiren, insanlar hakkında kötü düşüncelere sahip olmaya iten. Ama sizce gerçekten özenmek, beğenilen şeye benzemeye çalışmak bir suç mu? Beğendiği şeye benzemeye çalışan kişiye “özenti” damgası vurulmalı mı? Peki, özenmek insanın kendine yaptığı bir haksızlık mı?
Günümüz medyası ve insan algıları geçmişe göre çok değişmiştir. Her şey insanı daha eleştirel ve daha mükemmeliyetçi bir bakış açısıyla görmeye itmiş, yöneltmiştir. Mesela sosyal medya, her gün, her dakika insanı kendi olmayan biri olmaya zorluyor. Herkesin aynı fikirde, aynı bakış açısına sahip olmasını sağlamaya çalışıyor. Medyada bir şeyin popüler olduğunu ya da bir şeyin beğenildiğini gören insan, kendisinin de beğenilmesini istiyor, ona göre hareket ediyor, kendini bu kalıp yargılara göre oldurmaya çalışıyor. Bu şekilde medya istediğine ulaşıyor. Her bireyi birbirine benzetiyor, ortak bir fikirde topluyor. Peki sizce insanların birbirine benzemesi mantıklı bir durum mu? Peki ya herkesin aynı fikirde olması?
Her ne kadar “özenmek” kelimesinin kötü bir anlam taşımadığına ve isteyen her kişinin, istediği her şeye benzemesinde bir sakınca görmesem de ve bunu desteklesem de bence insanın kendine yapabileceği en büyük haksızlıklardan biri, başka birine benzemeye çalışmasıdır. İnsanın yaradılışında bile, gözünde, saçında, bedeninde, kişiliğinde… farklılıklar varken ve bunun bizim kimliğimiz olduğunu bilirken neden hala başkaları gibi olmaya çalışıyoruz ki? Ama burada karşınıza geçip “her insan farklılıklarıyla özeldir, güzeldir.” demeyeceğim. Bunu diyenlerin haksız olduklarından mı, hayır değil. Bu slogan eğer insanları inandırabilseydi, şu an insanlar kendileri hakkında endişeli olmaz, başkalarına benzemeye de çalışmazlardı.
Bir algı popüler olduğunda bir sürü kişi çok kısa zaman içinde buna benzemeye çalışacak hatta hayatlarının o dönemini buna bağlı kalarak yaşamaya çalışacaklar. Aradan biraz süre geçtikten sonra herkesin birbirine benzediği fark edilecek ve farklı bir şeyle gelen ilk kişi popüler olacak sonra insanlar bu kişiye benzemeye çalışacak ve bu döngü böyle devam edecek. Paulo Coelho demiştir ki: “Bütün günler birbirine benzediği zamanlarda, insanlar hayatlarında karşılarına çıkan güzel şeylerin farkına varamaz olurlar.” İşte hayat her şey, herkes birbirine benzediğinde çok sıkıcı olacaktır. Kimse aslında kendinde ya da farklılıklarda olan güzellikleri göremeyecek ve farklılık sanatıyla asla tanışamayacaktır. Bir bireyin kendi ellerinden bu imkanı alması bence kendine yaptığı çok büyük bir haksızlıktır.