Hepimizin bildiği ve eğitimimizin başladığı en küçük toplum birimi ailemizdir. Eğitimden tutun kültüre kadar ailemiz öğrenmemiz gereken şeyler için ve tabii ki gelişimimiz için bizden çok çaba gösterirler. Gelenekler ise toplumlardan etkileniş tarzımızdır aslında. Nerede yetiştirilirseniz ileride yetiştirildiğiniz toplumun özelliklerini gösterirsiniz.
Eğitimimiz gibi gelenekleri öğrenmemiz de ailemizde başlar. Gelenekler ailelerimize de daha büyük toplumlar tarafından dayatılmış, benimsetilmiştir. Yani ailelerimiz de kendi büyüklerinden o şekilde görmüşlerdir. Fakat ikisi arasında bir fark vardır,eğitimimiz bizle başlayıp daha büyük toplumlara yayılırken gelenekler büyük toplumlardan küçüklere doğru yol alır.
Çoğu toplumda ortak olan gelenekler gibi sadece bize özgü gelenekler de bulunabilir. Fakat günümüzdeki sorunlardan biri haline gelen ayrımcılık bu gelenek farklılıklarından yararlanmaktadır. Çünkü günümüzde insanlar kendilerinden farklı olanlara genellikle iyi bir şekilde yaklaşmazlar. Dolayısıyla bu da toplumlar arasında uçurumların açılmasına yol açar. Ayrıca bu ayrımlar başladığında durdurması gerçekten çok zorlayıcı olmakta ve yediden yetmişe bütün insanları etkilemektedir. Örneğin, okullardaki çocukların birbirlerine karşı olan ayrımcı tavırlarından tutun iş yerlerinde çalışan ebeveynlerimize kadar hepimizin bilinçaltına ayrımcı yaklaşım tarzı işlenmiş durumda. Çözümü ne kadar basit olsa da ‘Ağaç yaş iken eğilir’ demiş büyüklerimiz ayrıca sözde kolay görünen çözümler de uygulamaya gelince zorlaşabiliyor. Bu nedenle herkes kendi çocuğunu hatta yapabiliyorsa çevresindekileri ayrımcı yaklaşımdan vazgeçirmeli. Tabii ki çocuğunuzu yetiştirirken ona bunları öğretmek ve anlamasını sağlamak daha kolay olacaktır.
Ayrıca toplumlar arasında oluşan bu uçurumlar kapandığında toplumumuzu hatta dünyayı geliştirmek ve daha iyi bir yer haline getirmek kolaylaşacaktır. Aksi takdirde durumlar bu şekliyle devam ederken geleneklerimiz sadece önümüzde birer engel olarak kalacaktır çünkü kimsenin saygı duymadığı geleneklere sahip olmak bir süre sonra o gelenekleri benimsemiş herkes için birer sorun haline gelecektir. Ama gerçekten saygılı bir toplumda yaşasaydık geleneklerimiz gelişmelerimizin önüne geçmek yerine onları yüceltebilir gelişmemize bizzat katkı sağlayabilirdi.
Ayrıca ben bilime geleneklerden daha çok güvendiğimi de belirtmek isterim. Çünkü bilim ispatlanmış şeyleri savunurken geleneklerin kaynağını bile kesin olarak bilmiyoruz. Gelenekler bilimin karşısına çıktığında benim ilk tercihim bilim olacaktır. Bu demek değildir ki gelenekler değersiz. Bu sadece gerçekten şüpheli bulduğunuz geleneklerin gerçekliğin önüne geçmesini önlemektir. Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki gerçek geleneklerin önemini kaybetmesindeki en önemli unsurlardan biri de bazı insanların kendini üste çıkartmak için sahte geleneklerle diğer insanların gözünü boyamasıdır.
Kısacası demek istediğim şu ki saygılı bir toplumda farklı gelenekler insanların gelişmesini sağlarken tam tersi farklı düşüncelere saygı duyulmayan toplumlarda geleneklerimiz yani farklılıklarımız her zaman kötü bir şekilde gösterilmek istenir ki bu da gelişim için bir engel olarak görülebilir. Ayrıca unutmayın ki bakış açınızı her zaman eşitliğe doğru çevirmeli ve yeniliklere açık olmalısınız. Farklı bakış açıları doğruları görmenizde önemli bir rol alacaktır. Olaylara karşı olan farklı yaklaşımlarınız her zaman alternatif seçenekleri görmenizi sağlayacaktır.