Farklı İnsanlara Farklı Davranmak

“Kişiden kişiye değişiyorum. Çünkü kötü olan biri, benim iyi yüzümü görmeyi hak etmiyor.”

Charles Bukowski 

Ne kadar da haklı bir söz değil mi? Amacı kötülük olan birine iyilik yapmak ahmaklıktır çünkü o iyiliğin karşılığını alacağının bir garantisi yok. Tabii eğer sen bu iyiliği karşılıksız yaptıysan daha da beter durumun. Senden beslenmeye başlar bu kötülük bir noktadan sonra. Kötülükle ancak kötülük yaparak savaşılır. İyilik hak etmeyenlere iyi yüzünüzü göstermeyin, onlar size nasıl davranıyorsa aynı şekilde hareket edin: “Göze göz, dişe diş”

Kişiden kişiye değişiyorum. Çünkü bazı insanlar saygı kavramıyla beraber anılmak için fazlasıyla aşağılık. Açgözlü davranışlar beni deli ediyor ve gerçekten kızdırıyor çünkü birey nerede duracağını bilmeli. Fakat bu insanın doğasında var (!) değil mi? Yalakalık gayesiyle edilmiş laflar ise benim küplere binmeme neden oluyor. Sırf komiklik olsun diye yapılmış davranışlar veya yerinde iltifatları dahil etmiyorum bu dalkavukluğa. Kendi pozisyonunu yükseltmek için ya da birine yaranmak için sarf edilen sözcükler veyahut bir insanı kendine çekmek için boş konuşmak, diğerlerinin arkasından konuşmak beni gerçekten çıldırtıyor. Size soruyorum: Bu insanlar gerçekten saygı duymaya değer mi?

Kişiden kişiye değişiyorum. Çünkü sadece bir kesim sevgiyi hak eder ve bu sevginin alıcıları kendini gösterirler. Size iyi davranırlar, kötü zamanda da iyi zamanda da sizin yanınızdadır bu insanlar. Saf sevgi hemen anlaşılır çünkü bu sevgiyi göstermeye çalışırken yapılan hareketler, o kişinin akıl süzgecinden geçmez: direkt kalpten gelir. Zaten sizin gözünüze çarpar bu davranışlar. Size kalmış olan o sevgiyi elinizin tersiyle itmek ya da onu kucaklamak, ona karşılık göstermek. Gelgelelim bazıları size “sahte sevgi” gösterir. Bu sahteliği tespit etmek zordur ve bu sevgiyi sadece sizi kullanmak isteyenler gösterir. Aldanmayın.

Kişiden kişiye değişiyorum. Çünkü bazılarına hoşgörü fazla geliyor. Bir insanı sadece bir noktaya kadar tolere edebilirim ben. Davranışları yoldan çıkmışsa, ettiği laflarda bir tutam bile zeka belirtisi kalmadıysa; ben bu insanla muhatap olmam artık. O insan benim için bitmiştir, ikinci şansı kazanması için az da olsa düzelmesi gerekir. Bu tür kişileri alttan alan insanları ise pek anlayamam. Bu hoşgörü nereden geliyor? Bir insan nasıl bu kadar sabırlı olabilir? Gerçekten bu kadar sabırlılar ise onlara hayranlık mı duymalı yoksa onları bu sabrı gösterdikleri için bön mü saymalı?

Kişiden kişiye değişiyorum. Çünkü belli başlı prensiplerim ve fikirlerim var. Eğer birileri başkasının hakkını yemeye yelteniyorsa onu en sert şekilde durdururum. Şayet biri başkasını kandırıyor, onunla oyunlar oynuyorsa; kandırılan kişiyi uyarırım. Zekası boşluğun içinde kaybolmuş birini fark ettiğimde onunla konuşmaya çalışmam bile. Fikirlerini bir dayanağı olmadan, bir kanıtı olmadan belirtiyor ve söz konusu fikrin hatalı olduğuna ikna olmamakta diretiyorsa onunla uğraşmam bile.

Kişiden kişiye değişiyorum. Çünkü, kısacası, belli başlı duyguları veya tutumları hak etmeyen insanlar var. Bu insanları ben eğitecek değilim, eğitilebilir türden olsalardı onlar belki de bir işe yararlardı çoktan. Nitekim ben bahsettiğim tüm bu insansı kişiliklere benzememeye çalışırım ve bu yola girenleri de geri çekmeye çalışırım, fakat, daha önce dediğim gibi, yeterince derine batmış olanları boğulmaktan kurtarmak benim sorumluluğum değil.

(Visited 876 times, 1 visits today)