Farklı Milletler, Farklı Davranışlar.
Hepimiz fark etmişizdir ki, farklı ülkelerde, hatta farklı şehirlerde yaşayan insanların bile çoğu olaya verdiği tepki, konuşma tarzı farklıdır. Peki hiç bunun nedeni nedir diye düşündünüz mü? Ya da herkes aynı düşünse, davransaydı, farklı yerleri görmenin, gezmenin ve insanlarla iletişim kurmanın anlamı olur muydu?
Geçmişe genel olarak baktığımızda her bölgenin yaşanmışlıklarını benzer şekilde kategorileyebiliriz. Savaşlar, dillere destan olmuş aşklar, doğal afetler ve niceleri. Dünyanın ilk günlerinde toprağa ayak basan insanlardan beridir davranışlar, tabii ki gelişen teknoloji ve değişen çevremizle değişkenlikler gösterse de, temelleri ilk günlerden bugüne kadarki yaşanmışlıklara dayanır bana göre. Türkler’i göz önünde bulunduracak olursak, misafirperverliğimiz, sıcak kanlılığımız Türkiye’yi gezip görmüş herkes tarafından bilinir. Ancak özelliklerle son yıllarda saygıdan ödün verdiğimizin de içten içe farkındayızdır. Türkler de dahil olmak üzere özellikle Doğu ülkelerindeki gösteriş merakını da söyleden geçemeyeceğim. Sahip olduğumuz maddiyatla hava atmayı sever insanlarımız. Bu Osmanlı dönemlerine dayanır. O zamanki saraylar, altın gerdanlıklar, başka milletlere verdiğimiz gösterişli hediyeler tarihimizin olmazsa olmazıdır, değil mi? Ancak Avrupa’da böyle midir? İnsanlar hayatlarını sağlıklı ve gayet güzel yaşarlar ama pratiktirler. Doğanın, çevrenin ve en önemlisi geçmişlerinin önemini bilirler. Saatlerce ilerlemeyen trafikte arabayla sokağa çıkmazlar genelde, mantıklı olan da budur zaten. Birbirlerine, hatta ondan da önce kendilerine saygıları vardır ki bence bu, “Avrupalılar” kavramını ortaya koyan en önemli faktörlerdendir. Ancak soğukturlar da, saygı çerçevesinden çıkmadıkları kadar, samimi de olmayı sevmezler. Bizim sıcak kanlılığımızı göremeyiz onlarda. Bana göre bu farklılıklar, hep geçmişe dayanır.
Farklılıklar kötü değildir elbet, insanları tanımayı, yeni yerleri keşfetmeyi güzel kılandır farklılıklar. Anlatacak hikayeler, çekecek fotoğraflara neden olurlar. Önemli olan farklılıkları bilmek değil, onlara saygı duymaktır. Çünkü bizim doğrumuz, onların yanlışıdır bazen. O nedenle farklı düşüncelere ve yaşanmışlıklara saygı duymak, birbirinden çok ayrı insanların yaşadığı bu dünyada mutlu olmanın en doğru yoludur.