Farklı Birkaç Kitap

Bu karantina sürecinde kendimiz geliştirmek amacıyla kitap okumalıyız. İşte bu yüzden ben de sizlere birtakım önerilerde bulunmak istedim. Bu yazıda beş adet kitap önerisi bulunmakta. Her kesimin ilgisini çekme amacıyla beşini de farklı konuları işleyen eserler olmasına dikkat ettim. Eminim herkes kendinden bir parça bulacaktır. 

İlahi Komedya

Dante Aligheri’nin üç ciltlik bu epik şiiri bizlere Dante’nin olağanüstü kaleminden ve bir o kadar da etkileyici hayal gücünden ölüm sonrası hayatı anlatmaya çalışır. Bir rönesans başyapıtı olan bu eser, sizi iyilik ve kötülük kavramlarının gerçekliğine felsefi bir maceraya çıkarmanın yanı sıra sizlere didaktik ve epik bir üslupla pek çok bilim hakkında merak uyandırma amaçlı sorular sorar. Felsefeye, tarihe, Rönesans dönemine ilgisi olanlar için yerinde bir seçim. Üç ciltlik olması sizi korkutmamalı zira bu eser akıcılığıyla sizi alıkoyacaktır.

“İnsan, yalana benzeyen gerçeğe imkan ölçüsünde ağzını kapalı tutmalıdır, çünkü kabahati olmadan da mahcup duruma düşebilir.”

 

Pal Sokağı Çocukları

Budapeşte sokak çocuklarının serüvenlerini ve savaşlarını anlatan ve bana göre yetişkinleri birçok yönden eleştiren bu eser, Ferenc Molnar tarafından yazıldı. Bazılarına göre masum, bazılarına göre korkak, bazılarına göre fazla iyi kalpli Nemeçek’in; cesur Boka’nın hikayesini anlatır bizlere. Savaşı; acıyla, bir çocuğun gözünden anlatan bu ünlü roman sizi kenetleyecektir sayfalara. Belki de bu karantina sürecinde sokağa çıkma hasretinizi bile giderebilir. Sonuyla her birimizi üzen bu klasik de okunacaklar listenizin başında olmayı hak ediyor. 

“Çocuklar ne olup bittiğinin farkında değillerdi. Evet, arkadaşlarının öldüğünü biliyorlardı elbet, ama bunun ne anlama geldiğini kavrayamıyorlardı. Şaşkınlıkla birbirlerini süzüyorlardı: Sanki hayatta anlaşılması çok güç, insana çok yabancı bir şeye tanık olmuş gibiydiler.”

 

Sefiller

Eminim ki birçoğunuz bu inanılmaz kitabı okumuşsunuzdur. Otuz sayfalık Fransa tasvirinden beklenmedik ve gerçekçi gelişen olaylar ve duygular bu eseri eşsiz kılmakta. Birçok insana göre bir başyapıt olan bu eser ilk defa 1862’de basıldı. Victor Hugo’nun bir yazar ve bir insan olarak kendini ve toplumu en iyi yansıttığı eserlerden. Bir kürek mahkumunun özgürlüğe kavuşması ile başlayan, ruhsal kurtarılma peşinde koşuşunu ve geçmişiyle savaşını bizlere anlatıyor. Acıma, merhamet, aşk ve savaş gibi insansı duyguları muazzam bir olaylar örgüsüyle anlatıyor yazar. Sefiller kitabını bir klasik yapan da işte bu insansı duygulara daha önce görülmemiş bir şekilde değinmesi.

“Kalabalıklar daima tehlikelidir. İçlerinde mutlaka ruhlarını ucuza satan alçaklar bulunur.”

Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor

Bu kitap üç dini hikayeden oluşur: “Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor”, “Üçüncü Güvercinin Hikayesi” ve “Ölümsüz Kardeşin Gözleri”. Zweig’in Tanrı arayışını betimlediği eserlerden biri daha. İncil’den alınmış hikayelerle kendi yorumunu ve kendi kaleminin gücünü katarak aktarmış bizlere. Rahel ile Yakup’un hikayesi, Tufan’ın bizlerin pek de dikkat etmediği bir yanı ve Hinduist bir eserden esinlenerek yazılmış, savaşçı Virata’nın kendi geçmişinden kaçmasını anlatır. Üç hikayenin ortak yanı ise, felsefi bir yaklaşımla, bizlere Tanrı’yı ve Tanrı arayışını anlatmasıdır. Menkıbeler bazılarına sıkıcı gelse bile biraz da hümanizm ekleyerek anlatılan bu üç hikaye beni etkilemeyi başarmıştır. 

“Hükmünü açıklamadan önce ellerini ve alnını soğuk suyla yıkardı ki kararı, tutkusunun ateşinden daha yüksek olsun.”

Zoraki Diplomat

Yazımı Türk edebiyatından bir eserle bitirmek istedim. Açıkçası, bu kitap, her yönden sizi kendine çekecek bir başyapıt. Yakup Kadri gibi usta bir kalemin yazdığı bu anı türündeki kitap yirmi yıllık Türk dış işlerini anlatır. Mesleğe “zoraki” bir şekilde itilmesinden ötürü görevini başlarda benimseyemeyen Yakup Kadri’nin Avrupa’da görev yaptığı zamanlar anlatılıyor. Tiran’da başlayan öyküsü, Tahran’da Şah Pehlevi’nin dönemine kadar uzanıyor. İkinci Dünya Savaşı gibi birçok önemli tarihi olay hakkında içeriden bilgi sağlamakla kalmaz; o zamanki, Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde, Türk dış politikası hakkında da bilgi verir. Bazı olaylar günümüze kadar tekerrür etmiştir ve bu da bize Yakup Kadri’nin ileri görüşlülüğüyle ne kadar da usta bir diplomat olduğunu gösterir. Yakup Kadri’nin yaşadığı olaylar bir film tadında olduğundan da bu eseri okurken sıkılacağınızı hiç düşünmüyorum.

 “Biz, ne polemik ne de propaganda ajanlarıyız. Diplomatın tek vazifesi devletler arasındaki anlaşmazlıkları pazarlık ve uzlaşma yoluyla kaldırmaktır.”

(Visited 59 times, 1 visits today)