Eyvah! Yatılı Okula Gidiyorum

   Her bireyin kendi ayakları üstünde durması , kimseye muhtaç olmadan yaşaması ya da kendi kendine yetebilmesi çok önemli  bir olaydır. Çünkü kişinin kendi ayakları üstünde durması demek : O kişinin öz güven sahibi  olduğu anlamına gelmektedir. Bu davranışın ise erken yaşlarda kazanılması bizim için bir avantajdır.Hayatta en son isteyeceğimiz şey başkalarına yük olmaktır ,  bu nedenledir ki  kendi başımıza yetmesini bilmeliyiz.

İlgili resim

  Peki yatılı okullar bize bu konuda nasıl destek çıkıyor ? Ailemizin bizi yatılı okula yazdırdığını düşünelim. Muhtemelen aklımıza ilk gelen şey korkudur çünkü gideceğimiz okul hakkında bir bilgimiz yoktur. Olsa bile bu tip durumlarda yaşanmışlık çok önemlidir. İlk başladığımız günlerde  arkadaşlarımızla ve öğretmenlerimizle olan ilişkilerimizin nasıl olacağını bilemeyiz ve bu sebeptendir ki tedirgin oluruz. Ailemizden ayrılıp başka bir yerde kalmak zaten insana üzüntü duygusunu sunmaktadır. Ama zaman geçtikçe insan buna da alışır , zaten insanın alışamayacağı bir durum yoktur bence,  sadece alışmak için zaman gerekir o kadar. Yatılı okula gittiğimizde her akşam eve gelince ailemize anlatabileceğimiz anılar birden kaybolur veya üzüntümüzü, sevincimizi paylaşacak biri olmaz. Olsa  bile bunlara vakit bulamayız. Dersler, ödevler her yanımızı saracaktır. Her zoru gördüğümüzde ailemizden yardım istediğimiz durumlar artık geride kalmıştır ve  sorunlarımızı kendimizin çözmesi gerektiğini anlarız. Artık yaşadığımız şeyleri, duygularımızı arkadaşlarımıza anlatmaya başlarız. Çünkü onlar bizim için bir aile olmuştur, onları ailelerimizden daha fazla gördüğümüze göre bu duruma pek fazla da şaşırmamak gerekir. Ve arkadaşlarımızla bir şeyler paylaştıkça dostluk yoluna doğru ilerleriz , sağlam dostluklar kazanırız. Cıcero’ nun bir sözü olan “Dostluklara her zaman ihtiyacımız var. Tıpkı su ve ateşe olduğu gibi.” sözü de dostlukların vazgeçilemez olduklarını dile getirmektedir.

arkadaşlık ile ilgili görsel sonucu

  İlk zamanlar karşımıza çıkan sorunlara çözüm önerisi bulmakta zorlanabiliriz fakat zaman geçtikçe bu konuda daha pratik oluruz. Örneğin matematik sorusu çözerken ilk başlarda yavaş bir şekilde cevaba ulaşmaya çalışırız ama zaman geçtikçe işlemleri daha kısa sürede yani pratik bir şekilde yaparız. Ve bu problemleri çözdükçe kendimize olan güvenimiz artar , kişiliğimiz gelişir.  Büyük ya da küçük herhangi bir sorunla karşılaştığımızda hemen pes etmemizi , aksine o sorunu çözmemiz için mücadele etmemizi sağlar. Hayatta her zaman el bebek gül bebek büyüyemeyiz , hayat bizi mücadeleci yapar.

İlgili resim

  Sabahları uykulu gözlerle annemize : ” Anne 5 dk daha , lütfen.” cümlesi , maalesef ki yatılı okulda yapabileceğimiz bir davranış değildir. Çünkü oranın belli kuralları vardır : Kaçta yatıp , kaçta  kalkacağımız gibi. Ya da annemizin mutfaktan : “Yemek hazır ! “diye bağırmasını artık duyamayız. Yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızda günleri ne yazık ki bitmiştir. Onun yerine yemek almak için sıraya girmemiz gerekir ve bu da sabrımızın güçlenmesini sağlar. Yatılı okulda öğrenci olmak farklıdır, okulun içinde hayatı öğrenirsiniz çünkü…

İlgili resim

Kaynalar.

psikolojiportalı.com

Helen Exley kitabı

 

 

 

(Visited 156 times, 1 visits today)