İnsanlık üzerine birçok filozof ve düşünür yazılar yazmışlardır. İnsanlığın bugünkü haline gelmesi ise birçok karmaşık yapıdan geçmesiyle oluştu. Aslında daha tam evrimini tamamlamamış bir türüz. Zaman geçecek devir değişecek biz değişeceğiz. İlk insanlarla birebir aynı değiliz, türümüz giderek değişiyor. Aslında bütün evren değişmez mi? Evrenden kastım içinde bulundurdukları, her canlı türü kendi içinde evrim geçirir.
Şu anda bilim adamları bizden yüzyıllar sonra gelecek insanların nasıl olacağını nasıl evrimler geçireceğini teknoloji sayesinde tahmin edebilmektedirler. Mesela büyük kafalı çocuklar öncelerde ölürken artık onların doğumlarını gerçekleştirebiliyorlar ya da kalça kemiği dar kadınlar doğum yapamazken artık teknoloji sayesinde başarıyla doğum yapabiliyorlar ve ayrıca serçe parmağımızı hiç kullanmadığımızdan dolayı zamanla kısalıp yok olacağını öngörüyorlar. Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama büyük kafalı, dar kalça kemikleri ve dört parmaklı insanlardan bahsettim. Şimdilerde filmlerde gördüğümüz bize çizilen uzaylı görünümüne çok benzemiyor mu? Ve fark ettiyseniz hep ısrarla aynı çizimleri çiziyorlar. Benim bu noktada düşündüğüm şey acaba bu görünümdeki ‘uzaylılar’ gerçekten birileri tarafından görüldü mü? Amerika’ daki insanların büyük bir çoğunluğu uzaylılara inanıyor ve çeyreği ise uzaylılar tarafından kaçırıldığını iddia ediyor. Peki ya insanlardan uzaylılara geçtim. Hiç düşündünüz mü bu televizyondaki uzaylılar insanlara çok benziyor diye. İki bacak, iki kol, iki göz ve hepsini yeri aynı bunların hepsi tesadüf mü sizce? Hiç düşündünüz mü uzaylılar gelecekte evrim geçirmiş insanlar olduğunu. Benim ki si sadece bir tahmin. Çok ileride insanoğlu ışık hızını geçip zaman yolculuğu yapmış olabilir mi? Çok yakında bununla ilgili çalışmalar olacağına eminim, belki o zaman çıkıp ilk ben demiştim derim.
Tabii bunlar sadece benim düşüncelerim olmakta ve başka hiçbir yerde bahsedilmemektedir. Belki de dediklerimin olabilme olasılığı bile yoktur bilim dünyası için. Ama ben bu yazıdaki yazdıklarımı belki 40 belki 50 yaşıma gelince bile hala mantıklı bulacağım. BU yazıyı okuduktan sonra sizin de içinizde ufak da olsa bir şüphe düşmedi mi? Ne dersiniz? Neden olmasın diye düşünmediniz mi bu yazıyı okurken?