Uluslararası kuruluşlar, bilgi toplama ve eğilimleri izleme dahil olmak üzere çok çeşitli işlevlere hizmet eder.En önemli uluslararası kuruluş ise BM(Birleşmiş Milletler)olarak geçer. Birleşmiş Milletler, 1945 yılında İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra uluslararası barış ve güvenliği korumaya, uluslar arasında ilişkiler geliştirme ve sosyal ilerlemeyi, daha iyi yaşam standartlarını ve insan haklarını desteklemeye kendini adamış 51 ülke tarafından kurulan uluslararası bir kuruluştur.Birleşmiş Milletler(UN) altında birçok ana organ vardır.Bunlar:Genel Kurul,Güvenlik Konseyi,Ekonomik ve Sosyal Konseyi,Vesayet Konseyi,Güvenlik Konseyi, Sekreterlik ve diğer organlar olarak ayrılır.
Birleşmiş Milletler’in en büyük amaçlarından biri Dünya barışını sağlamak,açlığı, hastalıkları ve cehaleti yenerek bu insanların hak ve özgürlüklerine kavuşmalarını sağlamaktır.Fakat Birleşmiş Milletler ne kadar etkili olmuş ya da ne kadar amaca hizmet etmiştir..BM’in bu nedenle başarısız olduğunu düşünen birçok insan vardır ki artık sosyal medya üzerinden bile çeşitli sitelerden bu konu üstünden eleştiriler bulunur.Kendi düşüncem üzerine BM kötü yönetim,düzen ya da disiplin yokluğu,köklü bir yolsuzluk kültürü ile başarısız bir kuruluştur.’’Güçlü BM,daha iyi bir dünya’’bu Birleşmiş Milletler’in sloganlarından birisidir.Bui Birleşmiş Milletler’in dünyaya ne kadar büyük bir etkisi olduğunu vurguluyor,ama gerçekten bu etki ne kadar büyük olabilir ki,sonuçta BM’in altında büyük devletler de var.Demek istediğim şu ki ,İngiltere,Rusya,Çin ve ABD gibi gelişmiş ülkelerin veto dediğimiz yetki (hukuk dilinde bir kararın geri çevrilmesi) konseylerin atadıkları kararların alınmasını engelleyebilir.Yani kısacası bu ülkelerin BM üstünde kontrolü var denilebilir.İsrail işgali ,Suriye ve Yemen İç savaşları gibi daha birçok gelişmemiş,sömürgeleştirilmiş devletlerin hiçbir destekçisi ya da kurtarıcısı olmadan kaderlerine terk edilmiş durumdalar.Dediğim gelişmiş ve büyük devletler de burada sömürgeci devlet rolünü oynuyor,yani düşüncelerim bu devletlerin BM’nin neden Orta Doğu,Orta Afrika’daki olaylara karışmadığını açıklıyor.
Son on yıldır Çin hükümeti, Uygurları etnik ve dini kimlik temelinde hedef alıyor. 1 milyondan fazla sivilin haksız yere gözaltına alınması, zorla çalıştırma ve işkence yer alıyor. Fakat bu durumda Çin hala BM İnsan Hakları Konseyi’nde yer almakta devam ediyor. COVID’ın ilk yaygın olmaya başladığı zaman Dünya Sağlık Örgütü Çin’in insandan insana bulaşan bir virüs olmadığını söylemesiyle pandeminin yayılmasını ertelemişti. W.H.O. Çin’in tepkisine övgüde bulunurken, Pekin’in hastalığın kökenlerine yönelik soruşturmayı engellemesine izin verdi.Bu nedenle başta alınmayan önlemler virüsün daha fazla kişiye yayılmasıyla sonuçlandı.BM’in başarısızlığı yanı sıra bazı durumlara engel olmadan amacına hizmet etmiştir.Mesela 2010 senesinde Haiti’de olan depremin getirdiği sonuçlardan birisi yaygınlaşan kolera hastalığının yaygınlaşmasıdır. 200.000’den fazla insan ölmüştür. BM, acil kriz ile yeniden yapılanma sürecinde Haiti’yi desteklemiştir. Ancak BM şüphesiz olabileceğinden çok daha az şey yapıyor .Son birkaç yıl sınırlarını ve başarısızlıklarını açıkça ortaya koymuş bulunmakta.
Sonuç olarak BM disiplin veya düzenin olmadığı,yolsuzlıkla yönetildiği son dönemlerde insanların daha çok amacı ile bir şeyler yapmadığı konusunda dikkatleri çekiyor.Benim düşüncem de bu yöndedir.BM amacını çoğu zaman gerçekleştirememiştir.Bunun sebebi ise dediğim gibi sınırlamalar ve büyük devletlerin kanun yönünden karar vermelerinin önüne engel konulmamış olmasıdır.