Evrenin Kapıları

Evreni tanımlayacak olsam aklıma eli açık ve enerji dolu olması gelir. Burada “enerji dolu” derken enerjik değil ama gerçekten içinde onlarca frekansta farklı enerji barındırmasını kastediyorum. Hatta evren birazcık bizim içimizde de vardır. Herkesin bir düzeyde enerjisi vardır, tabii ki enerjisi daha fazla olan insanlar daha şanslıdır çünkü bu insanlar hayatlarına istedikleri şeyleri daha kolay manifest edebilirler. Manifest kelimesi “manifestation” dan gelir ve zihin gücüyle ilgilidir.

Peki bu “manifestation” tam olarak ne demek? Aslında düşüncelerimizin gerçek olmasıdır ve tamamen zihnin yaratma gücü olduğuna inanılarak yapılır. Tabii ki gerçekten zihnimizle bir şey yaratmak değil ama düşündüğümüz şeyleri hayatımıza çekmekle ilgilidir. Evrende istediğimiz şeyin enerjisiyle bizim enerjimiz uyuşursa onu daha kolay hayatımıza çekebiliriz. Bu da enerjisi yüksek olan ve bunu kontrol etmeyi bilen insanların işine gelir.

Evreni tanımlarken kullandığımız eli açık terimi de buradan gelir. Evren ondan istediğimiz şeyleri eninde sonunda bize getirecektir, sadece enerjileri uyuşturmamız gerekir. Halk arasında buna büyü ya da ritüel de denilebilir ama bunlar yanlış isimlendirmelerdir. Ritüel veya büyü tamamen çekim yasalarından farklı bir şeydir çünkü biz hayatımıza istediğimiz şeyleri çekmeye çalışırken evrenin yasalarından birini kullanıyoruz ama büyü veya ritüellerde özellikle belirli bir kişiye yapılmışsa kişinin iradesine girip sağlıklı karar vermesini engelliyoruz. Ayrıca bunun üçüncü göz açma veya beş duyu organımızla algılayamayacağımız enerjilerle alakası yoktur.

Benim bu konuya özel bir ilgim var çünkü ben enerjisi yüksek olan ve onu kullanmayı bilen insanlardanım. Bunu biraz araştırınca annemde ve anneannemde de aynı şey olduğunu fark ettim bu da bana bunun genetik olabileceğini düşündürdü. Ayrıca hayatımda hep bir fırsatı kaçırdığımda “Evren bana yeni bir kapı açacak çünkü beni ve enerjimi seviyor.” diye ilerledim ve hep karşıma değerlendirebileceğim daha güzel fırsatlar çıktı. Dediğim gibi, evren paylaşmayı seviyor.

Bu yasaya tam ters olan Murphy Kanunları da vardır. Bu da “Bir iş için birden fazla olasılık varsa ve bu olasılıklardan birisi kötü sonuçlar doğuracaksa kesinlikle bu olasılık gerçekleşir” düşüncesine dayanır. Mesela sigara dumanının her zaman grupta sigara içmeyen kişilere doğru gideceği gibi. Bu kanunların enerjiyle alakası yoktur ve bilimsel olarak kanıtlanmamışlardır. Bu kanunlar mühendis Murphy’nin işlerinin ters gitmesi sonucu söylediği birkaç söz üzerinde şekillenmişlerdir yani hiçbir dayanakları yoktur.

Bunun aksine bir şeyi düşünerek hayatımıza çekmek için birçok yöntem vardır. Bu genel olarak bir yere uzanıp istediğimiz şey gerçekleştiğinde vereceğimiz tepkileri, o ortamı, hissettiğimiz şeyleri hayal etmektir ve evrenin buna yanıt vereceğine inanmaktır. Kendimize inanmak ve yaptığımız şeyin işe yarayacağına inanmak enerjilerin uyuşmasında önemli bir etkendir.

Hayatımızı Murphy Kanunları yerine Çekim Yasalarına göre şekillendirmek önümüze hep yeni fırsatlar getirecektir ve isteklerimizi hayatımıza çekmemizde yardımcı olacaktır. Ayrıca Murphy Kanunları gerçekleşirse de o kadar olasılığın arasından kötü olanı yaşanırsa unutmamalıyız ki evren bizi seviyor ve bize yeni bir kapı açacak.

En yaygın 10 zihin kontrolü tekniği | Medimagazin Sağlık Haber Portalı | Sağlık Personeli Haberleri

(Visited 162 times, 1 visits today)