Güzel ve güneşli bir güne uyandım. Annem bir anda odama girdi, ‘Kızım uyan çabuk saat 8 oldu okula geç kalacaksın!’ dedi. Alelacele üstümü giyinmeye çalıştım. Kahvaltımı bile edemeden evden çıkıp okula gittim. Derse geç kalmıştım. Öğretmenimizden özür dileyerek içeri girdim. Sınıfa baktım, çoğu arkadaşım ya yoktu ya da geç kalmıştı. Anlaşılan onların da saati durmuştu. Olamaz! Yoksa elektrikler mi kesilmişti? Hepimiz elektrikler mi kesildi diye tartışmaya başladık. Öğretmenimiz sınıfı susturdu.
Derste sunumumuzu yapacaktık. Ama elektrikler kesildiği için yapamadık. Bu nedenle öğretmenimiz hatırladıklarımızı sözlü olarak anlatmamızı istedi. Konuşmamızın tam ortasındayken, birden elektrikler geldi. Heyecanla mailimden power pointi açmaya çalışırken şimdi de internet gitmişti. Hepimiz maillerimizi açmaya çalışmıştık. Ancak açamayınca hepimizin ümit ışığı sönmüştü. Derslerimizi internet kullanmadan bitirdik.
Okul çıkışında annem beni aldı, hala internet yoktu. Trafik berbattı. Her yerde trafik polisleri vardı, ama yine de idare edemiyorlardı. İnternet olmadığı için trafik ışıkları çalışmıyordu. Annemle zar zor bankaya ulaştık. Bankaya geldiğimizde etrafta pek çok insanın bağırdığını ve kızdığını gördük. Kimileri de çaresizce görevlilere bakıyordu. Görevliler ise insanlara durumu açıklamaya çalışıyor, insanları sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Durum çok fenaydı. Bankada hiçbir işlem yapılamıyordu. Biz de bankadan çıktık ve markete gittik. Markete gittiğimizde marketin kapandığını ve insanların market önünde kuyruklar oluşturduğunu gördük. İnternet olmadığı için marketlerde de sıkıntı olmuştu. Çaresizce eve döndük.
Eve geldiğimizde babamı koltukta uyuyakalmış gördük. Ne olduğunu merak etsek de onu uyandırmak istemedik. Babam uyandığında ona neler olduğunu sordum. Babam ise sabahtan beri havaalanında beklediğini, internet olmadığı için tüm uçuşların karıştığını, iptal olduğunu, uçağının kalkamadığını ve yoğun bir trafik sonrasında yorgun olarak eve geldiğini anlattı.
Evde herkes çok yorgun ve açtı. Ancak dışardan da yemek siparişi veremiyorduk ve internet olmadığı için banka kartlarından ödeyemiyorduk. Yorgun argın bir şeyler hazırlayıp karnımızı doyurduk. Yemeğimizi yedikten sonra sessiz sinema, kulaktan kulağa, isim şehir hayvan ve kutu oyunları oynayarak bugünün eğlencesini çıkardık. İnternetin olmamasıyla hep beraber evde daha keyifli vakit geçirdik. Günün sonunda hepimiz yorgunlukla yatağımıza yattık ve şıp diye uyuduk. Sabah uyandığımızda internet gelmişti. Günümüz normal bir şekilde geçtikten sonra, ödevlerimi yapmaya koyuldum. Ödevlerimden biri de blog yazmaktı. Ben de bu bloğu internet sayesinde yazdım. Gelecek serüvenlerde görüşmek üzere…