“Günlük hayatta tükettiğimiz besinlerin kendimizi tanıttığı bir gerçektir.”ağızlardan hiç eksik olmayan bir cümledir.Aynı şekilde zaman geçirdiğimiz beş insanın ortalaması bizi açıklar görüşüyle örtüşmekte.Yediğimiz yiyeceklerin kalitesinin hayat kalitemize doğru bir orantıyla etkilediğini düşünmekteyim.Bunu şu şekilde izah etmek istiyorum.
Aslında birçok insan hayatını bariz bir acele içinde yaşamaktadır.Otobüse yetişmekte,işe yetişmekte,çocuğu okula bırakırken trafiğe sıkışmakta…Zamanımızın çok büyük bir kısmını da bu yüzden tam olarak yaşayamamaktayız,sadece sistemin bize kurduğu düzende hayatta kalmayı,iki ayağımız üzerinde durmayı çabalıyoruz.Bu yüzden yol üzerinden ne bulduysak,o an karnımızı doyuracağımızı düşündüğümüzden dolayı direk olarak mideye indiriyoruz.Aslında bu gerçekten yanlış bir hareket,vücudumuzu
ihtiyacı olduğu minarel ve vitaminlerden nazaran,paketi veya reklamı ilgimizi çeken maddeleri yemeyi tercih ediyoruz.Bu besinler anlık olarak bize bir zevk verse de,vakit geçtikçe kendimizi kötü veya suçlu hissettiğimiz zamanlar bile oluyor.”Vücudumü kötü besliyorum ve ödem topluyorum,keşke o keki yemeseydim”veya”Acaba düne göre daha mı kötü görünüyorum” gibi düşünceler aklımızı çelmeye başlar.Bu da aşılması vücut görüş bozukluklarına veya yemek bozukluklarına.Ben kişisel olarak bir yiyeceğin bizi psikolojik olarak etkilediğini düşünmekteyim.Belli besin sınıflarının bir dönem ağırlıklı olarak tükettiğimizde diğer yiyeceklerin bizim formumuzu bozacağından endişelenmemiz büyük bir örnek.Buna benzer örnekleri genç kızlarda görmek çok basit.Anında edineceği tatminlik duygusu için erişebileceği her şeyi yedikten sonra suçluluk duygusu.Bence yemeklerin bize verdiği hazdan çok suçluluk duygusu bize en çok hissettirdiği duygu.Bu suçluluk duygusunun ardında bizim hareketlerimizi değiştirmesi vardır.O aşağılayıcı duyguyu bir daha kendimize yaşatmamak için yediğimiz yemeklerin kalitesini arttırır ve bir bakıma aynı zamanda hayat kalitemizde artar.Çünkü organik besinler tüketen bir insanla diyetinin çoğunluğunu hazır gıdalar kapsayan bir insanın düşüncelerinin bile farklı olduğunu düşünüyorum.Hazır gıdalar yemeyi alışkanlık haline getiren bi insan sürekli acıkır,bundan dolayı kendini ne yaptığı işe verir ne de o işten yaptığı sonuca önem verir,çünkü sürekli “acaba ne atıştırsam” cümlesi kafasına kalıcı bir yer edinir.Bu insan beslenmek için yemez,zevk için yer.Organik ürünler tüketen bi insansa,bağışıklığı ve sistemleri zaten yeterince zengindir.Vücudu sağlıklı olduğundan dolayı sağlıklı bir şekilde yaptığı işe özen gösterebilir.Bundan dolayı işinden işinden çıkardığı sonuç daha başarılı bir hal alır.Ayrıca dengeli beslenen bir insanın kilo verme gibi problemleri olmayacaktır çünkü zaten fit bir görünüme sahiptir.Fakat sadece tek bir besin grubundan beslenen bir insan belli bir zamandan sonra kilo verme gibi problemleri olacaktır ve bu da psikolojisini negatif yönde etkileyecektir.Kendisinin yetersiz olduğuna,kendisi de inanmaya başlayacaktır.
Vücudumuz aynı bizim evimizin düşünmeliyiz aslında.Evimize nasıl özen gösteriyorsak:Pencerelere en kaliteli camı seçiyorsak,kanepeleri en iyi mobilyacıdan alıyorsak,duvarları çizmiyorsak.Vücudumuza da o şekilde saygı göstermeliyiz.Saygı göstermediğimiz müddetçe beynimiz kafasında olmayan veya olabilecek senaryoları kurdukça psikolojimiz kötü yönde etkilenebilir.Hatta Evimiz artık bizim evimiz olmaktan çıkıp,kalitesiz mobilyaların olabilir.
Evimiz
(Visited 20 times, 1 visits today)