Dünyamız , üzerinde bulunduğumuz bu muhteşem tabiattır. Her yeni güne üşenmeden hazırlanır ve dengeyi hep sağlardı. Lakin biz gelene kadar , insan nüfusu her geçen saniye artmaktadır. Bu artıştan kaynaklı dünyamız olumsuz etkilenmektedir. İnsan sayısının artması: her türden kirliliği ve daha beraberinde getirecek bir sürü sorunları tetiklemektedir. Peki , sizce biz bu konuda ne yapmalıyız bulunduğumuz dünyanın pisliğinde yaşamalı mı yoksa sıfırdan daha bir tane bile çöp atılmamış bir yer mi keşfetmeliyiz ?
Dünyamız milyarlarca yıllar bize hizmet etmiş yakın bir dostumuz gibidir. Onun iyiliğine karşılık biz ne yapıyoruz onu kirleterek karşılık veriyoruz. Sizce bu adil mi ? Tabii ki değil. Her geçen gün dünyamızın sonuna biraz daha yaklaşıyoruz. Bu sorunlarımızın çözümünü bir şekilde bulmalıyız. Bu kirliliği önleyebilecek tonlarca yol var. Bunlardan bir tanesi denizlerimiz için geliştirilen “çöp kapar” . Bu alet denizlerimize bırakılarak oradaki çöpleri toplayıp denizlerimizin daha temiz olmasına yardımcı oluyor. Başka bir çözüm ise her yıl TEMA Vakfı tarafından yapılan bir çöp toplama projesi . Bu proje ise toprak kirliliğinin azalmasına yardımcı oluyor. Öte yandan bu sorunun başka bir çözümü daha var. O da yeni bir gezegen keşfetmek. Günümüzde Elon Musk gibi çoğu bilim insanı bu düşüncenin gerçeğe dönüştürülmesini destekliyor. Araştırmalarına hız kesmeden devam ederlerse yakın bir zamanda kendimizi Mars ‘da bulabiliriz. Fakat gördüğünüz üzere daha dünyanın sonu gelmedi ve hâlâ ayakta duruyor. Biraz yaraları olabilir fakat dünyanın bize yardım ettiği ve evimiz gerçeği olduğunu değiştiremeyiz. Bu yüzden dünyamız için hâlâ umut var onu eskisi gibi yapabiliriz. Umut varken Mars’a gitmek saçma bir düşüncedir.
Ev, kendimizi ait olduğumuzu hissettiğimiz yerdir. Bizim evimiz dünya olmalı ve onu kollayıp sahip çıkmalıyız. Halbuki Mars ‘ a gitmeyi başarsak bile sıfırdan bir ev kurmak yıllarca sürebilir. O gezegene vereceğimiz emeği dünyamıza vererek onu eskisinden daha iyi bir hale getirebiliriz. Biz insanlar zaten hep çözüm varken en kolayına kaçanlardan değil miyiz zaten. Öyleyiz çünkü elimizde olan bir şeyi değerlendirmektense kaçmayı tercih ediyoruz. Galaksimizde milyarlarca gezegen olabilir. Fakat bu demek değildir ki dünyamızı bırakıp orada yaşayalım. Dünya’nın hâlâa gücü var. Mars’a gitmenin bir yolunu bulup insanların oraya gitmesi çok iyi bir gelişme olabilir ama oraya yeni bir hayat kurmak ani ve düşüncesiz olabilir. Dünyamızın sonu eninde sonunda gelecek ve bunu gösteren kesin belirtiler olacak. O belirtileri gördüğümüzde evimizden ayrılmamız gerekir. Bu yüzden elimizdeki dünyaya sahip çıkmalıyız.