Yaşamamızı devam ettirmek için bazı temel ihtiyaçlarımızı karşılamamamız gerekir. Bu temel ihtiyaçlara örnek olarak: beslenme, bakım yapma, temizlenme gibi birçok örnek verilebilir. Peki bu ihtiyaçları karşılamak için neye ihtiyaç duyarız? Tabii ki paraya. İş dediğimiz kavram herhangi bir şey üretmek, ortaya koymak, bir verim, sonuç elde etmek için güç harcayarak yapılan çalışma, etkinliktir ve biz sonucunda para kazanabiliriz. İşe gitmek olarak adlandırdığımız mesleğimizin yapmamızı beklediği şeyler pandemiden sonra iki çeşit çalışma stiline ayrılmıştır: evden çalışma, ofiste çalışma. Bu iki çalışma türünden hangisi daha mantıklı bir seçimdir?
Ofiste çalışmak geçmişten günümüze kadar en yaygın olarak kullanılan çalışma biçimidir. Ofiste çalışan bir insanın sabah mesai saatinde orada olması için erken kalkması gerekmektedir. Güneşin doğuşuyla kalkan birey gün içinde faaliyetlerini gerçekleştirmek için daha çok zaman bulur ve dinç bir şekilde güne başlar. Ofiste iş arkadaşlarıyla iletişim kurarak sosyal hayatını ve iş hayatını dengeli bir şekilde ilerletir. Aynı zamanda ofis içinde yaptığı merdiven çıkma, koridorda yürüme gibi birçok hareket sayesinde gün içinde hareket etmeye devam eder. Evindeki yatağından kalkıp her sabah bu ortama giren birey kendi konfor alanından çıkmıştır ve daha yaratıcı, üretken bir birey olmasına neden olur.
Erken kalkıp işine giden bu birey güne erken başladığı kadar günü geç bitirecektir de bu nedenle iş hayatı dışındaki sosyal hayatında aksamalar meydana gelmekle birlikte gün sonunda kendini yorgun ve bitkin hissedecektir. Sabahları birden fazla bireyin erken saate mesai saatinde işte olmak amacıyla trafiğe çıkması sonucu çok büyük bir ses ve bakımsız arabalar yüzünden hava kirliliği de meydana gelecektir.
Evden çalışmak 2020 yılında yaşanan salgın hastalık sonucu artış gösteren bir çalışma çeşididir. Bu çalışma biçiminde birey esnek saat aralıklarında çalışmaktadır. Bu nedenle bireyde bir geç kalma korkusu bulunmamakla beraber yeterince uyuyamam gibi bir problem de bulunmamaktadır. Birey iş çıkışı trafikte araba kullanmak ya da toplu taşıma kullanmak zorundalığına sahip olmadığı için trafik yüzünden oluşan ses ve hava kirliliğine maruz kalmayarak stressiz bir gün geçirecektir. Aynı zamanda zamandan sağladığı tasarruf sayesinde iş hayatı dışındaki sosyal hayatını da rahatlıkla devam ettirebilecektir.
Esnek bir çalışma saatlerinin bulunması ve kişinin kendi evinden çalışması konfor alanında bulunması anlamına gelmektedir ancak birey kendi konfor alanından çıktığı zaman yaratıcılık ve üretkenlik becerilerini en yüksek ve verimli derecede kullanabilmektedir. Tüm gün oturması ya da gündeki toplam hareketinin banyodan salona salondan mutfağa mutfaktan geri salona gibi hareketler olması sonucu hareketsiz bir hayat sürmeye başlamakta ve sağlıksız bir yaşam tarzına giriş yapmış bulunmaktadır. Gün içinde iş arkadaşlarıyla iş konuları dışında bir sosyal iş hayatının olmaması sonucu meslektaşlarıyla sosyalleşme imkânı kısıtlanmaktadır. Bu kısıtlanma bireyin mesleğini ilgilendiren alanlarda sağlanan bilgi alışverişinin zorlaştırmakta hatta kısıtlamaktadır.
Bu iki çalışma şekli de günümüzde sıklıkla karşılaştıklarımızdır. Ancak birini seçmek gerekirse evden çalışmanın bize sağladığı imkanlar ile daha verimli hale gelmiştir. Sosyalleşme sorunu meslektaşları ilgilendiren sosyal sorumluluk projelerine katılarak çözülebilmektedir. Konfor alanında çıkmak için ise yaratıcılık ve üretkenlik gerektiren işlerde kütüphane veya internet kafeler gibi yerlere gidilebilir. Hareketsiz yaşamın beraberinde getirdiği sağlıksız yaşam ise esnek iş saatleri sayesinde elde edilen enerji tasarrufu ile spor salonuna düzenli olarak giderek ya da günlük kısa sürelik yürüyüşler yapılarak sağlıklı olunabilir.