Eski Dostlarla Yılbaşı

Dün pişirdiğim tarçınlı kurabiyelerin kokusu odayı sarmıştı. Kahvaltıda yediğim peynirli tost ve birkaç zeytinden sonra çay eşliğinde gazete okuyordum. Bu gün yılın en coşkulu hatta en önemli günüydü yılbaşı arifesiydi. Yılbaşı için liseden beri görüştüğümüz arkadaş grubunu çağırmıştım. Son yıllarda aramız açılsa bile hâlâ her buluştuğumuzda aynı yakınlığa sahip oluyoruz. Akşamına pişirmek için aldığım tavuğu soslayıp fırını attım. Sonrasında içecekler ve süslemeleri almak için dışarı çıktım. Dışarı çıkarken gri tüyleri parlak bir kediye rastladım her zaman yanımda taşıdığım mamadan bir parça çıkartıp kediye verdim. Gri tüylü kedi mamasını afiyetle yedi, çok aç kalmış demek ki. Markete vardığımda eskiden olmayan yeni süslemeler fark ettim, çok beğendim, onları da sepete attım. İhtiyacım olanları aldıktan sonra eve döndüm. Kapının kilidini açtıktan sonra burnuma çok ağır bir yanık kokusu geldi. Aklıma çıkmadan önce fırına attığım tavuk geldi, hemen mutfağa koştum. Tavuk tamamen yanmıştı. Bir süre boyunca paniğe kapıldım ne yapacağımı bilemedim.

Derin birkaç nefesten sonra kendime gelmeyi başarmıştım. İlk işim yanan tavuğu fırından çıkarıp tavuktan arta kalan bir parçası olup olmadığına bakmak oldu. Tavuk büsbütün yanmıştı. Kahrolmuştum, eski arkadaşlarımı çağırdığım, özenle düzenlediğim gün mahvolmuştu. Düşündükçe üzülüyor, üzüldükçe kendime olan inancımı kaybediyordum. Umutsuzluğu bırakıp harekete geçmeliydim. Menünün ana yemeği yandığı için yeni bir çözüm bulmalıydım. Aklıma yapması hızlı ve pratik olduğu için köfte geldi. Ana yemeği halletiğime göre geriye 3 şey kalmıştı: mezeler, çorba, tatlı. Konuklarımın gelmesine az kalmıştı o yüzden kısıtlı zamanım kalmıştı. Çorba ve salata için gerekli olan malzemeleri doğradım, buzdolabında duran donmuş köfteleri çözünmeleri için dışarı çıkardım. Tatlı olarak frambuazlı kek seçmiştim. Ben frambuazlı muhallebiyi hazırlarken köfteler çözünmüştü bile. Köftelerin baharatını hazırlayıp pişmeye bıraktım. O sırada da masayı hazırlamaya başladım. Sadece misafirler gelince kullandığım kırmızı dantelli örtüyü serdim. En güzel porselenlerimi dizdim. Evdeki yanık kokusunu almak için kokulu mumlardan yaktım. Masanın estetik görüntüsünü arttırmak için masanın ortasına beyaz bir gül koydum.

Konuklarım gelmeden bütün masayı hazırlamayı başardım. Kendimle gurur duyuyordum. Bir süre sonra konuklarım gelmeye başlamıştı. Hepsini çok özlemiştim. Hepsi yemeğimin tadını ve sunumunu çok beğenmişti ama asıl önemli olan bu değildi. Beraber muhabbet edip eski günleri yad ettik. Herkes frambuazlı kek eşliğinde görüşmeyeli hayatında ne değişiklikler olduğunu anlattı. Bağımız eskisinden bile daha kuvvetli olmuştu.

(Visited 10 times, 1 visits today)