Eserleri Sevilmeyen Sanatçı

Sabah güneş, penceremin perdelerini araladığında odama dolmaya başladı. Hafif bir esintiyle beraber doğanın uyanışını hissediyordum. Saatler hemen hemen oldukça erkenken, sessizlik odamı sarmıştı. Gözlerimi hafif ovuşturup yataktan kalktım ve odamdaki atölye köşeme doğru ilerledim.

Eserlerimin bulunmuş olduğu köşeye ulaştığımda, o tanıdık fakat çok da yabancı his yine beni sarıyordu. Yıllardır bu atölyede çalışmama rağmen, eserlerimin pek de rağbet görmediğini kabul etmek zorundaydım. Belki de yaratıcılığımı anlamış olmayan bir dünyada yaşıyordum, bir ihtimal de henüz doğru kesime ulaşamamıştım.

İşte bu şekilde düşüncelerle dolu bir günün daha başlangıcındaydım. Kahvemi yudumlayıp, paletimi yapmaya başladım. Bugün, bir ihtimal de birazcık daha değişik bir şeyler yapmalıydım. Yeni bir şekil denemek bir ihtimal de bana yeni ufuklar açabilirdi.

Fırçamı aldım ve boş tuvalimin karşısına geçtim. İlk dokunuşlar, sanki ruhumun derinliklerinden gelen bir fısıltıydı. Renklerin dansı, kanvasın üstündeki sessiz mücadelesi, beni alıp götürüyordu. Belki de dünya benim eserlerimi anlamıyordu, fakat bu benim sanatımdan vazgeçmem için bir sebep olamazdı.

Öğle vakti gelip çattığında, hala tuvalimin başındaydım. Bir ara mola verip birazcık dışarı çıktım, etrafı izledim. Belki de esin kaynağımı dışarıda bulabilirdim. Parka gitmek bir ihtimal de bana iyi gelebilirdi

Parkın bankına oturup insanları izledim. Çocukların neşesi, yaşlı çiftlerin huzuru, gençlerin heyecanı… Her biri kendi iç dünyalarında birer yapıt gibiydi. Belki de benim eserlerim de bir gün, birinin iç dünyasında bu kadar etkileyici olabilirdi. Akşam olmuştu ve ben hala parkta oturuyordum. Eve dönmek üzere kalktım ve atölyeme geri döndüm. Yeni bir başlangıç yapmam gerektiğini düşündüm. Belki de rağbet görmeyen sanatım, hemen hemen keşfedilmemiş bir hazinenin parçasıydı.

Gece ilerledikçe, yeni bir yapıt ortaya çıkmaya başladı. Belki de bu, benim yeni bir tarzıma ilk adım olabilirdi. Eserim üstünde çalışırken, içimde bir ümit yeşermeye başladı. Belki de bir gün, dünya benim sanatımı fark edecekti. Ama şimdilik, ancak sanatımla kalıp, kendi dünyamda yolculuğuma devam etmeliydim.

(Visited 7 times, 1 visits today)