Ertelenen Sevgilerin Artarak Geri Dönüşü

Sevgileri yarınlara bıraktınız

Çekingen, tutuk, saygılı.

Bütün yakınlarınız

Sizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden

(Siz böyle olsun istemezdiniz)

Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi

Kalbinizi dolduran duygular

Kalbinizde kaldı

 

 

”sevgileri yarınlara bıraktınız

çekingen , tutuk ,saygılı ”

Sevgi insanın bir şeye veya bir kimseye karşı beslediği eşsiz duygudur. İnsan, sevme eylemini hiçbir kitaptan, gazeteden vb. şeylerden okuyarak öğrenmez. Öğrenebilmek için… gerçi sevgi öğrenilebilir bir şey midir o da muamma ama öğrenmek için görmesi gereklidir sevgiyi ve sevgisizliği.İnsanlar çoğu zaman bunun idrakında da olmayabilir aslında birini seversiniz ama kendi içinizde onu kendinize ikna edemesiniz mesela ertelemeye çalışırsınız sonralara ve ertelenen her duygu ve his üzeri kapatıldıkça artarak içsel bir sancıya dönüşür içinizde.Her sancılı irkilme, bireyi biraz daha kendi içine çekerek, duygusal bir sarsılma yaşamasına neden olur.Duyguların ve hislerin ortaya konulması yerine onların geriye itilmesi. Sevgiler neden yarınlara bırakılır? Şaire göre bunun nedeni çekingen ,tutuk ve saygılı olmasıdır sevgi ,insana özgü güçlerin açığa çıktığı bir eylemdi .Ancak insan kendine özgü bu gücü, ortaya koymak yerine onu, hep bir sonraki güne, bir sonraki yıla, belki de hiç dile getiremeyerek bir sonraki yarınlara erteler.Aslında yarınlara bıraktığımız bu sevgi kendi içsel benliğimize attığımız bir bıçak darbesinden farksızdır. İnsanın kendi özgüne olan sevgi ediminden bıkması psikolojik olarak zarar görmesine neden olur.

 

”bütün yakınlarınız 

sizi yanlış tanıdı”

Neden insanlar yakınları tarafından yanlış tanınır? Oysa yakınlarımız bizi en iyi tanıyan ve bilen kimselerdir.Kişinin yakınları tarafından tam olarak tanınmayışı, bireyin sosyal ortamlarda kendini  gösterememesinden kaynaklanmaktadır. arkadaşlarımız ve ailemiz bizim kimliğimizin bir dışa yansımasıdır. Birey olarak sosyal benliğimizi arkadaşlarımızla girdiğimiz samimi ilişkiler neticesinde inşa ederiz. Ancak ne var ki arkadaşlarımızın ve ailelerimizin dahi bilmedikleri yanlarımız da vardır. İşte insanı çekingen, tutuk ve gizli bir sandığa dönüştüren bu yanıdır.Kişi hissettiği duygularını ifade edemiyorsa, ifade edemediği duygularını bastırarak bilinçaltına atar.

 

(Siz böyle olsun istemezdiniz)

”Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi”

Bitip tükenmeyen işlerin ucunda durmadan zarar gören insanoğlu, sevgi edimini çekingenlik, tutukluk yüzünden durmaksızın ertelemektedir. Fakat içinde bulunduğu bu durumu değiştirmek için çaba da harcamaz, çünkü çaresizdir. İnsan, çaresiz bir şekilde, hiç istemeden adeta bir başkası tarafından bu bitip tükenmeyen işlerin ortasına bırakılmış çaresiz bir varlıktır.Yaşamın merkezinde yer alan insanın, geçici olduğunu bildiği halde bu dünyanın düzenine uymaktan başka yapacak hiçbir şeyi olmadığını açıklama mecburiyetindendir.

”kalbinizi dolduran duygular 

kalbinizde kaldı”

Kalbi dolduran duyguların kalpte kalması, insanın duygusal yönünün merkezinde yer alan kalbin kocaman bir çukur olmasından kaynaklanır. şiirde de geçen ”doldurmak” kelimesi kalbe büyük bir derinlik kazandırmaktadır.

 

 

 kaynakça: https://turkoloji.cu.edu.tr 

 

 

 

 

 

(Visited 59 times, 1 visits today)