ERGENLİK DÖNEMİ VE SORUNLARI
Annem bu aralar ergenlikle ilgili bir kitap okuyor.
Kitabın tanıtım yazısı fena değil aslında. Şöyle diyor:
Eskilerin “Bizim zamanımızda ergenlik mi vardı!” deyip kabullenmediği; yenilerin “Bizimki yine ergen takılıyor!” diye abarttığı ergenlik döneminin özellikleri nelerdir? Ergenlik, gerçekten problemli bir dönem midir? Yoksa geçmiş yıllarda biriken problemlerin dışa vurulduğu bir ruhsal arınma dönemi mi? Ergenin aşırılıkları baskı ve yasaklarla mı, duygusal bağların kuvvetlendirilmesiyle mi çözüme kavuşur?
Hepsi bir yana, kimdir ergen? Yetişkin midir, çocuk mu? Ergen; yetişkin bedeninde çocuksu ruha sahip bireydir. Yetişkinlere düşen, bu zor dönemde, elde olmadan sergilediği aşırılıkları, kabalıkları ve taşkınlıkları nasıl yönetebileceği konusunda ona yardımcı olmaktır.”
Annem bu kitabı boşa okumuyor tabi… Çünkü ben, 16 yaşında bir ergenim! Bu aralar sağım solum belli değil. Bir bakıyorsun dünyanın en mutlu insanıyım, bir bakıyorsun aniden acılar kederler içindeyim. Annemle-babamla, kardeşimle, arkadaşlarımla çatıştığım zamanlar oluyor. Annem çareyi işte böyle kitaplarda, uzayıp giden sohbetlerde arıyor. Babam ufaktan ufaktan nasihatler veriyor. Aile büyükleri de zaman zaman “Ah, ah… bizim zamanımızda….” diye bir şeyler anlatıyor.
Peki acaba ben ne yaşıyorum gerçekten?
Nasıl bir dönemden geçiyorum?
Ve bütün bu olanlar neden oluyor?
Araştırdım ve hepimiz için yazdım!
Unutmayın: “Bilmek, egemen olmaktır.”
NEDİR BU ERGENLİK DÖNEMİ?
AYNA AYNA SÖYLE BANA : ÇOCUK MUYUM ? YETİŞKİN MİYİM?
Ergenlik, çocukluktan yetişkinliğe doğru bir geçiş dönemi olarak kabul ediliyor. 11–19 yaş aralığını kapsıyor. İnsanın hayatında karşılaştığı en stresli, en sorunlu dönem… Karmaşa ve isyan dönemi… Savaş ve çatışma dönemi…
Böyle yazınca moral bozucu olmasın. Birer çocuk olarak girdiğimiz bu savaştan birer yetişkin olarak çıkacağız. Kolay bir savaş değil yani ve nasıl bir yetişkin olacağımız da bu savaşta neler yapıp ettiğimizle yakından ilgili. Bir de ailelerin tutum ve davranışları önemli. Anne babalar bize destek olun! Yaralarımız sarın! Bizlere sevgi ve umut aşılayın. Kolay değil, savaştayız. Yorulmayın ve bizi de gereksiz yormayın!
ERGENLİK DÖNEMİNİN ÖZELLİKLERİ
AYNA AYNA SÖYLE BANA : “BEN KİMİM”
Ergen kendini arar. En çok “Ben kimim?” diye sorar. Kendine bir rol model belirlemek ister. Cinsel kimliğini kazanmak, arkadaşları tarafından kabul görmek, sevmek sevilmek ister.
Dünyanın sorunlarını da, annesinin yaptığı böreği de eleştirir, sorgular… Kolay kolay kimseleri, hiçbir şeyleri beğenmez. Beğenmediğini de yerden yere çalar, çekinmez!
Kendimize bir yol çizmeye çalışıyoruz lütfen anlar mısınız? Hayat karşısında tecrübesiz ve hassasız ama bir o kadar da onurlu ve gururluyuz. Hepsi bundan…
Özgün , değişik olmak için çabalayan ergen, moda akımları, davranışları, konuşmaları takip etmekten de geri kalmaz. Çünkü kabul görmek ister. Ne tam olarak kendisidir ne de bir başkası. Bu yüzden öfkelidir, sinirlidir, sabırsızdır. Hatta bazen onu sevenlere karşı “nankördür” bile. Ailesiyle çatışır, okulu ile çatışır ve bütün bunlar kaçınılmaz olarak yaşanır.
Çare için ergenin önce şöyle bir durup sakin sakin düşünmesi gerekir.
Doğru dürüst bir insan nasıl olabilirim acaba?
Mutlu, başarılı bir hayat nasıl yaşanır ki?
20 yıl sonra ben ne olacağım? , diye kendi kendine samimiyetle soran bir ergen, kendisine doğru hedefler koyarak, doğru insanlarla arkadaşlık edip, doğru dürüst şeyler yiyip içerek kısa sürede gördüğü karanlık rüyalardan uyanır ; doğrulup dimdik ayağa kalkar. Yoksa ergenlik bir hayat boyu sürer. Ben bazen mesela 40 yaşına gelmiş ama hala kendini bulamamış yetişkinler görüyorum. Ve onlar gibi olmak istemiyorum. Gelelim sorunlara.
ERGENLİK DÖNEMİ SORUNLARI
AYNA AYNA SÖYLE BANA : “İYİ MİYİM? KÖTÜ MÜYÜM? DOĞRU MUYUM? YANLIŞ MIYIM?”
Ergenler, kendi kişilik yapılarına göre birçok sorunla karşılaşır. Kimi içe kapanır, kimi dışa savrulur. Az ya da çok her genç etrafıyla ve en çok da kendisiyle çatışır.
Öğütler, sorumluluklar, görevler ağır gelir : Söz dinlemez!
Özgürlüğüne çok düşkündür. Her yap denileni “emir” gibi algılar, çevresindekilerle gereksiz inatlaşır.
Arayış içindedir. Kendisine uymayan, daha önceden kınadığı davranışlara sahip yaşıtlarıyla yakınlaşmak isteyebilir,duyguları harcanıyormuş ya da onların ağırlığını kaldıramayacak gibi hissedebilir.
Ailesinden yeterli saygı, ilgi görmediğini düşünürse gittikçe onlardan kopar. Ailesine karşı soğukluk, kopukluk hisseder. Arkadaş ilişkilerine ve kız-erkek ilişkilerine abartılı bir yoğunluk verebilir.
Kabul görmek için, onaylanmak için, ceza almamak için yalan söyleyebilir. Yalan söyledikçe kendine duyduğu saygı azalır. Öz saygısı azaldıkça iyi ve güzel bir insan olmak için arzusu ve kendisine duyduğu güven yara alır. Oluşturmaya çalıştığı kişilik yapısı zarar görür. Zararlı maddelerin esiri olabilir.
AYNA AYNA SÖYLE ONLARA : “ANNEM BABAM ELEŞTİRİP DURMASALAR DA SADECE SEVSELER YA BENİ”
Sevgili anne- babalar bizi eleştirip durmayın! Durmadan nasihat vermenize de gerek yok. Bizi dinleyin. Bizimle ilgilenin. Tehdit etmeyi, baskı kurmayı, rüşvet vermeyi, korkutmayı, acındırmayı bırakın!. Sevgi ve güven dolu güzel bir gülümsemeyle bakın sadece gözlerimize. Tatlı tatlı konuşun, emirler yağdırmayın.
Ailemizle ilgili bir karar alacaksanız bana da sorun! Anlayıp dinlemeden beni durmadan suçlamayın!
Tamam odam dağınık! Evet çoraplarımı yine ortaya atmışım! O sınavdan da yine düşük aldım! Ama lütfen abartmayın! Ben sizin çocuğunuzum.