Bütün insanları birbirinden ayıran bir sürü özellik var. Fiziksel özellikler olsun, düşünce yapıları, hobiler ve inançlar olsun hiç kimsede tamamen aynı olan bir şey yok. Çoğumuzun küçüklüğümüzden beri sürekli duyduğumuz ve karşılaştığımız şeylerden birisi de çoğu kişinin gözünde bu ayırt edici özelliklerden biri. Zeka, yetenek, nasıl adlandırırsanız, günlük hayatımızda yıllardır yer etmiş bir kavram. Cidden böyle bir olayın olup olmadığı, varsa da ne derece etkili olduğu tartışılır.
Zeka veya yetenek kelimesini duyunca aklımıza doğuştan gelen bir üstünlük gelir genellikle. Her türlü duruma uydurabiliriz bu kavramları. Bilim, sanat, el becerisi gerektiren işler, her birinde yetenek söz konusu olur. Ama daha dikkatli bakarsanız başka bir sürü olay gibi bunun da anlaşılamayan bir duruma açıklık getirmek için ortaya çıkmış bir düşünce olduğunu anlarsınız. Özellikle bilgiye ulaşmanın çok daha zor olduğu eski zamanlarda oldukça tatmin edici bir açıklamaydı bazı kişilerin doğuştan bir işte herkesten çok daha üstün olmaları. Günümüzde ise en ufak araştırmayla bunun doğru olmadığı anlaşılabilir.
Herhangi bir alanda oldukça başarılı olan birini düşünün, anlatım rahatlığı için bu kişi bir müzisyen olsun. Hiçbiri eline ilk müzik aleti aldığında virtüözlük derecesinde başarı gösterdiğini iddia etmez. Hatta tam tersine bu duruma ulaşabilmek için senelerce çalışmaları gerektiğini söylerler, çoğu zaman düzenli ve günde 10 saat gibi aşırı çalışmalar olur bunlar hatta. İşte sorumuzun asıl cevabı burada yatıyor. Çalışma. Çabalamadan hiçbir şey elde edemeyiz. Yetenek argümanı ise bir nevi bahane görevi görüyor çoğu kişide. Çaba sarf etmek istemeyip sonra hedeflerine ulaşamayınca insanlar bunu uğraşmamasına bağlamaktansa doğuştan yetersiz olduklarına inanıp düşünmeyi bırakıyorlar.
Hatalarımızdan başka bir tanesi ise herkesin aynı şekilde anlayıp öğrenebildiğini düşünmek. Yetenek bizi birbirimizden ayıran bir özellik olmayabilir ama öğrenme şekillerimiz kesinlikle öyle. Bir kişinin başarılı sonuç aldığı yöntem bazılarımızda aşırı derecede yavaş, hatta etkisiz olabilir. Bu durumda da herkesin aklına ilk yetenek gelebilir ama asıl sıkıntı yine tamamen farklı bir yerde.
Bu saydıklarım yetenek kesin olarak yok demek değil. Örneğin Mozart’ın inanılmaz derecede yetenekli bir müzisyen olduğunu söylemek sadece yanlış olur. Ama Mozart’ı günümüzde bile bu kadar önemli bir figür haline getiren yeteneği değil hayatı boyunca sürekli olarak aynı başarıyı devam ettirmesidir. Ayrıca Mozart gibi bir insanın ortaya çıkması da bir sürü farklı durumun bir araya gelmesiyle mümkün olmuş. Kendisi de müzisyen olan babası olmasaydı, Mozart isterse olduğundan 100 kat daha yetenekli olsun, şu an adını bile bilmezdik.
Herkesin başarı için farklı tanımları var. Bazıları binlerce saat çalışma gerektirdiğini söylerken bazıları da, çalışma sıklığı fark etmesin, belli bir süre geçmesi gerektiğini söylüyor. Ama hepsi bir konuda hemfikir. Ne olursa olsun, bir şeye ulaşmak için zorunlu olan şeyler zaman ve emektir. Eğer herhangi bir konuda başarısız hissederseniz bu aklınıza gelsin. Belki o çok özendiğiniz yeteneğe sahipsinizdir, fark etmemiş olmanız sadece beceriksiz olduğunuzu söylemek için yeterince çalışmadığınızı gösteriyor.