Şu ana kadar okuduğum en güzel kitap Sakız Sardunya. Bu kitabı tam üç kez okudum ve her okumamda ayrı bir zevk aldım. Kitap bittiğinde keşke bitmeseydi dedim. İşte size bu kitabın özetini anlatacağım.
Olay büyük bir şehirde, geniş bir sokakta, masmavi bir apartmanın üçüncü katında geçiyor. Kahramanımız ise Sakız Sardunya. Boyu ne uzun ne kısa, saçları yaz mevsiminde sarıya, sonbaharda kızıla çalan kumral, belki biraz zayıf ama sıska da sayılmaz. Sakız Sardunya kitap okumayı müzik dinlemeyi, film seyretmeyi,resim yapmayı,top oynamayı, ip atlamayı ve çikolatalı kurabiye pişirmeyi çok seviyor ama ismini hiç mi hiç sevmiyor. Okulda ismiyle çok dalga geçiliyordu. Öğretmen yoklama yaparken Sakız Sardunya’nın ismi geçince herkes hep bir ağızdan “Saksıda!” diye bağırıyorlardı. Sınıftaki yaramaz oğlanlar birde tekerleme uydurmuşlardı: Yağmur yağıyor seller akıyor, Saksıda Sardunya camdan bakıyor, dereler taşıyor, Sardunya saksıda suyunu içiyor.
İşte olay bu gün başladı. Sakız Sardunya bir okul çıkışı okulun kütüphanesine uğradı, almak istediği bir roman vardı. Raflara yöneldi, istediği kitabı bulmuştu, kitabı aldı ki arkasında bir küre. Sakız Sardunya küreyi aldı, parlıyordu. Sakız Sardunya dikkatlice küreyi inceledi. Kürenin üzerinde sekiz kıta vardı ve açık bir kitaba benziyordu. Alıp almamak konusunda biraz tereddütte kaldı ama sonunda çantasına küreyi koyarak kütüphaneden uzaklaştı.
Eve gittiğinde annesi ve babası sanki ona bir şey söyleyecek gibilerdi. Annesi hemen söze atıldı Sevgili Yavrucuğum; biz bir haftalık bir seyahate çıkıyoruz dedi. Sakız Sardunya şaşırdı hiçbir şey söylemeden peki ya ben! dedi.Annesi : sana babaannen bakacak dedi. Sakız Sardunya yemeğini zorla tamamlayarak odasına gitti. Anne ve babasından ayrılmak istemiyordu ama babaannesine gideceği için mutluydu. Sakız Sardunya erkenden yattı, gecenin bir yarısı su içmek için kalktı o anda anne ve babasının sesini duydu. Annesi: amelyiattan sonra hemen çalışmak yok, biraz dinleneceksin dedi. Sakız Sardunya olanları anlamıştı hemen odasına gitti ve küresini çıkardı onuda babaannesine gitmek için hazırladığı bavula koydu.
Sakız Sardunya babaannesinin yanına gitmişti. Sakız Sardunya’nın babaannesi Kiraz Hanım ve dedesi Kahraman Bey Şirindiyar Kasabasında, iki katlı, pamuk helvası bir evde yaşarlardı.Sakız Sardunya gelmeden önce küreyi nereye koyacağını düşünmüştü, kalacağı odadaki guguklu saatin içine yerleştirdi. Sakız Sardunya bir öğle vakti dışarı çıktı. Ağacın arkasında iki kişi gördü. Bunlar Sakız Sardunya gibi değildi. Sakız Sardunya: siz kimsiniz diye sordu. Kız: ben Zeliş diye karşılık verdi EFHİMA’dan geliyoruz dedi. Sakız Sardunya daha önce böyle bir yer duymamıştı. Neden geldiniz diye sordu Sakız Sardunya. Küreyi takip ettik, buraya geldik dedi Zeliş. Sakız Sardunya bir anda küreyi hatırladı, odasına gidip hemen küreyi getirdi.
Zeliş Sakız Sardunya’ya haydi bizimle geliyorsun dedi. Zeliş’in bir ıslığıyla iki uçan at önlerine geldi, ve hızla EFHİMA ülkesine doğru yola koyuldular. EFHİMA’ya indiklerinde önlerinde dört yol gördüler. Üçü de farklı yoldan gitmek istediler. Üçünün de istediği yolda hepsi pes etti, sıra gelmişti dördüncü ve son yola. Bir fırtına kopmuştu üçüncü yolda. Zeliş’in ALFEBESTAN’a götürecek fikirleri kaybolmuştu. Son yol sakin görünüyordu, hafif bir meltem eşlik etti onlara. Sakız Saedunya’nın aklına bir fikir geldi. EFHİMA ülkesinin başkanıyla konuştu ALFEBESTAN’a yeni fikirler götürmek iin çocukları cesaretlendirmelerini istedi. Tüm çocuklar bir saat içinde çuvallar dolusu fikir üretti.
Artık Sakız Sardunya için gitme vakti gelmişti. Onlardan hiç ayrılmak istmiyordu. Biranda aklına babaannesi geldi çok geç mi kaldım diye düşündü. Yaşlı kadını üzmek en son isteyeceği şeydi. Eve gitti iyi ki geç kalmamaıştı, hemen EFHİMA’nın resmini çizmeye başladı. Yaklaşık bir saat sonra anne ve babası geldi. Sakız Sardunya kapıdan girer girmez babasına: ameliyat nasıl geçti babacığım diye sordu. Annesi ve babası hep bir ağızdan: demek biliyordun ha! dedi.
Umarım siz de beğenmişsinizdir…..
KAYNAKÇA: “Sakız Sardunya” adlı kitap.