En İyi Olmak Zorunda Hissetmek

Mükemmellik, mükemmel, kusursuz, dört dörtlük çok sık duyduğumuz,
kullandığımız ama çoğu zaman da gerçek anlamı üzerinde pek düşünmediğimiz
kelimelerdir. Hepimiz çocukluğumuzdan beri hep daha iyisini yapmak, sürekli
kendimizi geliştirmek için çabalıyoruz. Örneğin; notlarımızın belli bir seviyenin
üzerinde olması için uğraşıyoruz. Ama ortalama olsak kötü olur muydu düşüncesi insandan insana göre değişir kesinlikle. Öncelikle, sınıfın en iyi öğrencileri okul yaşamı
ile ilgili çok yüksek beklentiler oluşturmuş olabilirler. “Derslerde çok kapsamlı bir içerik olmalı”, “ Bir öğrenci  olarak hiç hata yapmamalıyım”, “hocalara istediğimde
ulaşabilmeli, sorularıma cevap alabilmeliyim”,  “Daha
önce yapamadığım her şeyi yapmalıyım.”  diye
düşünebilirsiniz. Bu mükemmeliyetçi yaklaşım derslere, ders çalışmaya bakış açımızı
da etkileyebilir. Örneğin; “üniversitede yüksek notlar almam kariyerim için çok
önemlidir”, “Hazırlıkta İngilizceyi çok iyi öğrenemezsem bu okulda kalmayı
hak etmiyorum demektir”, “Ders çalışmanın tek bir doğru yöntemi vardır” “Ödevlerimi
çok kapsamlı hazırlamalıyım, hiç eksik olmamalı”, “Öğretmenin söylediği hiçbir şeyi
kaçırmamalıyım, hepsini not almalıyım” gibi. Bunların yanısıra, yeni bir ortama
uyumunuzu kolaylaştıran etkenlerden olan yakın ilişkiler kurma ve kendinizi
geliştirecek sosyal aktivite ve hobilere katılma konusunda da mükemelliyetçilik
size engel olabilir. İşte tam da bu nedenle herkes mükemmel olmamalı ve başarı düzeylerinde değişiklik olmalıdır. Herkes aynı olsaydı dünyamız oldukça sıkıcı olurdu.  Ortalama öğrenciler kendilerini geliştirmek için daha fazla yol bulurlar ve her şeyin akademik başarı olmadığını kanıtlamış olurlar. Her şey kesinlikle akademik başarı değildir. Akademik başarının yanında sosyal becerinin de bulunması gerekmektedir.  Sadece matematik gibi akademik başarı üzerine değil aynı zamanda çocukların sosyal gelişimleri üzerine de yoğunlaşmaları ve bunları ölçen enstrümanlar kullanılmalıdır. Eğitimcilerin tek amacı akademik başarı yükseltmek değildir. Aynı zamanda öğrencinin sosyal, duygusal diğer alanlardaki ihtiyaçlarına da yönelmek onların bu alanlarda açıklarını kapatmaktır. Bizim eğitim sistemiz maalesef sadece akademik başarıya yöneliktir bu nedenle çocuklar kendilerini gelitirmekten aciz kalmışlardır. Ortalama bir öğrenci olmanın diğer bir faydasına gelirsek psikolojik olarak sağlamlık hakkında konuşabiliriz. Kafasını akademik başarıya takmış öğrencilerin psikolojik problemleri ortalama öğrencilere göre daha çok görülmektedir ve bu öğrencilerin üstünde inanılmaz bir şekilde baskı oluşturmaktadır. Benim düşünceme tam olarak gelirsek ben .”Sınıfın en iyisi olmak zorunda değilsin, notların çok kötü olmadığı sürece ortalama notlara sahip olmak iyidir. Diğer becerileri öğrenmek için yeterli boş zamana ancak bu şekilde sahip olunabilir. düşüncesine katılmaktayım.”

(Visited 48 times, 1 visits today)