Günümüzde de bilindiği üzere evrendeki en hızlı şey uzayda yer alan ışıktır. Işık o kadar hızlıdır ki bir saniye içerisinde dünyanın etrafında yedi tur atabilir.
Işık sayesinde zamanda geriye bakabiliyoruz. Işık saniyede üç yüz milyon km hıza sahiptir. Buna rağmen evrenimiz o kadar büyük ki sınırını hiçbir şekilde belirleyemiyoruz. Kim bilir? Belki milyonlarca evren vardır. Siz ise bu milyonlarca evrenin içinde, galaksinin birinde, o galaksinin içindeki sistemlerin birindeki gezegenin içindeki milyarlarca insandan sadece birisiniz. Aslında siz uzaktan bakıldığında hiçbir şeysiniz. Gözünüzü çevirdiğinizde gördüğünüz güneş aslında bir gezegen değildir. Dünyamıza en yakın yıldızdır. Gezegenler aslında milyarlarca yıl önce patlayan yıldızların sadece birer kalıntısı veya parçasıdır. Süpernova kelimesini ele alalım. Bu kelimenin anlamı bir yıldızın patlayarak maddesini uzay boşluğuna bırakması ve daha sonra da ölmesidir. Süpernovalar aslında üretebilme yeteneğine sahiptir ve bu şekilde üretilen en ağır element demirdir. Demir dibe çökerek gezegenimizin çekirdeğini oluşturur. Hafif elementler ise gezegenimizin üzerinde kaldı. Bunlar karbon (C), Hidrojen (H), Helyum (He), Oksijen (O) gibi gazlardır. Dibe çöken demirin çekim kuvveti sayesinde. Madde her yere dağıldı ve gezegenimiz küresel bir şekil aldı. Bilim adamları başka canlıların varlıkları için sürekli başka gezegenlere gitme hayalleri içindeler. Peki, neden sizce Mars’ı seçtiler. Neden Jüpiter gibi kocaman bir gezegeni değil de Mars seçildi? Çünkü oraya gidemezdik. Nedeni ise basitti. Jüpiter gibi Neptün, Uranüs, Satürn gibi gezegenlerin çoğu gazdan meydana gelmiştir. Çekirdekleri olmasına rağmen yumuşaklardır. Yumuşak olmalarının sebebi ise çekirdeklerinde demir bulunmadığından kaynaklanır.
Gençler… Bakın siz şurada bir yerdesiniz. Evrende üç yüz milyar tane galaksi vardır. Bu galaksilerin bulunduğu evrenden ise milyarlarca vardır. Artık ne kadar olduğu sizin hayal gücünüze kalmış… Bizim galaksimizde bile sayısını bilemeyeceğimiz kadar gezegen vardır. Sadece gezegen değil milyarlarca da yıldız vardır. Bu da sizin hayal gücünüze bağlı sanırım.
Evrendeki gözlenebilir galaksi sayısı 2000000000000 yani iki trilyon. Bu galaksilerin doksan tanesi ya silik ya da çok uzaktadır. En azından bilim adamlarının yaptığı açıklama bu. Hadi toparlayalım. Ne kadar yapabilirsek…
Milyarlarca evrenden birindesiniz. Bu evrenlerin içindeki 2 trilyon galaksiden birindesiniz. Bu galaksilerin içinden Samanyolu galaksisinde bulunuyorsunuz. Bu galaksideki sistemlerden güneş sistemindesiniz. Güneş sistemindeki gezegenlerden Dünya’dasınız. Dünyadaki ülkelerden de sadece birindeki ufacık insanlardansınız. Evet biz insanoğlu bu kadar küçüğüz. Bunların bulunmasını sağlayan şey ise ışık. O olmasaydı olmazdı. Çünkü biz onun sayesinde böyleyiz. Işık o kadar güçlü ki bizim gezegenimiz güneşe 1 cm daha yakın olsaydı yanmaktan, 1 cm uzak olsaydı da donmaktan ölürdük. Bu ışığın sıcaklığıyla alakalı.
Siz aslında ileriye baktığınızda gördüğünüz şey yıllarca önceki görüntüdür. Çünkü evren, galaksiler, yıldızlar o kadar büyük ve uzak ki. Ama siz bu ahengin içinde ışık sayesinde geçmişi görebiliyorsunuz. Evet ne var yani daha ışınlanma yoksa. Bir zahmet siz geçin ışık hızını. Gerisi size kalmış.
Kaynak: Limenya