Eğitim; bir nesli, bir ülkeyi hatta tüm dünyayı kurtarabilecek olan en önemli hazinedir. Geçmiş ve gelecek eğitim ve beraberinde getirilen eğitimli insanlar tarafından oluşturulur. İçinde bulunduğumuz şartlar, kullandığımız imkanlar, hayatımızı kolaylaştıran buluşlar aslında eğitimin ürünleridir. Eğitim tüm toplulukları bir noktadan diğer noktaya taşıyacak, sürdürülebilir gelişmeyi sağlayacak en önemli değerdir. Eğitim hakkı tüm insanlık için temel bir haktır ve kimsenin elinden alınamaz.
Ancak ülkemizi hatta tüm dünyayı ele aldığımız zaman durumun böyle olmadığını rahatça gözlemleyebiliyoruz. Ülkemizde binlerce hatta milyonlarca kadının eğitim hakkı zalimce ellerinden alınıyor. Kendine ve insanlığı bir şeyler katmak isteyen güçlü ve donanımlı kadınlarımız her geçen gün gelişen yobaz ve eğitimsiz kesim tarafından köreltiliyor, kadınlarımızın önündeki aydınlık yola engel olunuyor. Bulunulan bölgeye de bağlı olarak kadınlarımızın birçoğu eğitim görmek yerine genç yaşta evlendiriliyor ve çocuk sahibi oluyor. Çoğu kadın ideallerinden soyutlaştırılıyor. Uçsuz bucaksız zihinleri adeta sivrilmiş bir kalem gibi köreliyor, tekdüzeleşiyor. Dünyamızın kazanabileceği önemli insanların önü kesiliyor; belki de kadınlarımız bulacağı hayatımıza büyük katkılar sağlayan buluşların önü kesiliyor.
Bu durum bir yandan “Coğrafya kaderdir.” düşüncesinin doğruluğunu kanıtlar nitelikte. Birçok kadının hayatında şans faktörü çok önemli bir yer kaplıyor. Eğitim hakkı elinden alınan kadınlar belki diğerleri kadar şanslı olsalar dünyayı yerinden oynatan buluşlara, yeteneklere imza atabilirler. Özellikle ülkemizde keşfedilmemiş milyonlarca yetenek olduğunu ve bu yeteneklerin sadece bulundukları coğrafi konum ve bununla birlikte gelen yobazlaşmış kafa yapısı yüzünden bir yerlere gelemediğini gözlemlemek çok da zor değil. Sadece küçük değil, büyük pencereden de bakarsak aslında bu durum ülkemizin ve dünyamızın gelişmesini de büyük bir oranda sekteye uğratmakta. Eğitim olmayan bir toplumun gelişmesi imkansızdır, gelişim peşinde koşan ülke ve dünya devletlerinin bu işin peşine düşmesi gerekmektedir.
Bu global problemin sanıldığı kadar küçük olmadığı, üstünde durulması gerekilen büyük bir eksiklik olduğunun anlaşılması ve devletlerin bu konuyla alakalı gerekli düzenlemeler ve yaptırımları gündeme getirmesi gerekmektedir. Her geçen gün çığ gibi büyüyen ve yadsınamaz sayıdaki insanı mağdur eden bu durumun önüne bir an önce geçilmesi gerekmektedir. İnsanlar bu konuda bilinçlendirilmeli, özellikle karakter gelişimde büyük rol oynayan ebeveynlerin bu konuya yakından ilgili olması sağlanmalıdır. Bir nesil ancak bu gibi çalışmalarla kurtulurabilir. Bu konuda yürürlüğe konulan ciddi yaptırımlar insanları caydırma konusunda efektif olabilir. Maddi yetersizliklerden ötürü kız çocuklarının eğitimini sağlayamayan ebeveynler için birtakım fonlar kurulabilir, bu fonlara düzenli bir şekilde paralar aktarılabilir. Kadınlarımız tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi eğitimde de geride kalmasın, yobazlaşmış zihniyetlerin esiri olmasınlar. Çünkü eğitim insanlık için en değerli hazinedir. Cahiliyetin önüne bir an önce geçilmelidir.Mustafa Kemal Atatürk’ün de söylediği gibi “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir”.