Sessiz bir insan olmak, çevredeki insanlarla iletişim kurmanın zevkten çok acıya sebep olduğunu anlayanların kazanmış olduğu, olumsuz yönleri de bulunan bir özelliktir. Çoğunlukla gözlem yapan, düşünen insandır. Konuşmadığı için ne dediği, demediği için ne düşündüğü anlaşılamayan insandır. Belki içinde fırtınalar kopuyordur ama hissettiklerini kelimelerle anlatamıyordur. Sessizliği başkalarınadır, kendi içinde hiç susmaz. Hiçbir şey bilmemekten ya da çok şey bilmekten kaynaklanmaz. Sessiz insanlara sinsi, güvenilmez gibi lakaplar takanlar vardır. Oysa ki konuşkan insanlar kadar normallerdir. Sadece zihinlerindeki gürültüleri açığa çıkarmayı sevmezler, bazen sevseler de bazı nedenlerden dolayı tercih etmezler.
Düşünceler, fikirler, hesaplar kafalarında akıp durur sessiz insanların. Belki zihinleri çok fazla ayrıntıyla doludur ve bir türlü o ayrıntıları aşıp asıl noktaya ulaşamıyorlardır. Etraftaki insanların her hareketini, her sözünü gözlerler ve kafaları analizler arasında karışır. Sessiz insanların birincisi doğuştan sessiz, diğeri sonradan olmadır. Doğuştan sessiz olan düşünmeyi konuşmaya tercih eder, iç sesiyle sohbeti sever. Diğeri ise zamanında konuşmuş ama anlaşılamadığını fark ettikçe çareyi sessizlikte bulmuştur, iletişim kurmanın ona zevk değil acı verdiğini fark etmiştir. Derin bir kişiliğe ve zihniyete sahiptirler. Sessiz kalmayı severler ya da tercih ederler. Bu onun korkak olduğunu veya sosyal olmadığını göstermez. Konuşmuş olmak için konuşmazlar çoğunlukla. Gözlem yaparlar, düşünmeye vakit ayırırlar, boş konuşmalardan kaçınırlar. Aklında gürültüler kopuyor, düşündükleri etraftakileri aşıyordur, belki de paha biçilemez cevherler vardır akıllarında. Gereksiz konuşmalardan kaçınan ve değerli düşüncelerini gerekmedikçe açmayıp kendine saklayan söz gümüşse sükut altındır sözünü benimsemiş insanlardır.
Duygularını içinde yaşayan kişidir. Düşünceleri ağızdan çıkmayacak kadar derin ve değerlidir. Etrafındakilere soğuk görünür çünkü etrafındakiler de ona soğuk görünür. Sessiz insan aslında sessiz değildir, bir sesi vardır. Ama o sesi sadece kendisi duyar çünkü bu sesi duyuramaz. içindeki sesleri susturmak isterken konuşmayı unutur ve dolayısıyla fazla konuşmaz. İçindeki gürültüyü, kopan fırtınayı etrafına yansıtmaz. Anlatacak, hakkında konuşacak çok şeyi vardır belki ama bir nedenden istemez içindekileri dışarı yansıtmayı, çok karmaşıktır. Belki hayatı gürültülüdür, yaşadıklarıdır onu böyle yapan. Sessiz insanlar en gürültülü zihinlere sahiptir.