EN BEKLENMEYEN HİKAYEMİZ

Kimden dinlersek dinleyelim, hangi kitaptan okursak okuyalım yaşamadıkça hissedemeyeceğimiz bir duygudur sevgi. Herkesin yaklaşımı farklıdır sevgiye. Kiminin koparmaya kıyamadığı bir çiçek, kimininse dinlemekten bıkmadığı bir şarkı gibidir. Sevgi, mutluluk gibi herkes için farklıdır ve öyle bir şeydir ki hiç umulmadık anlarda sizi bir dalga gibi farklı kıyılara sürükler. Aniden yağmaya başlayan yağmurdur aslında. Peki, sevginin ya da sevmenin bir zamanı var mıdır?

Sevginin şiddeti, dozu herkeste farklı etkiler gösterir tıpkı antidepresanlar gibi. Parmak uçlarımızdan başlayarak vücudumuzun her bir noktasını uyuşturup olduğumuz yerde kalıveririz. O kadar şiddetlidir ki düşünmemize bile engel olur. Yarım kalmış rüyaların sersemliği vardır üzerimizde. Küçük bir esintiyle gelir, ruhumuzu okşar ve onu kendinize konuk edersiniz. O kadar derin ve içtendir ki anlamını idrak edemezsiniz.

Sevgi kusursuz gözüktüğü kadar eksiktir de. Bazıları için çölde görülmüş bir serap gibidir. Siz ona varmaya çalıştıkça o sizden kaçtıkça kaçar. Ancak öyle anlar da olur ki batan güneşi tekrardan doğdurur. Tam bitti dediğiniz anda yaramazlık yapmış çocuk gibi kapının ardından size gülümser. Sevgiyi görmeniz onu yaşadığınız anlamına gelmez. Biraz da şans işidir başka bir bakış açısıyla. Hayat da kendi şansımızı yaratmak değil midir zaten?

Huzur ve mutluluk herkesin en büyük arzusudur. Bunun ana malzemeleri de sadelik ve sakinliktir. Zorlamaya ya da baştan sağmalığa gelmez sevgi. Ağız dolusu kahkahalar gibi içten ve samimi olmalıdır. Öyle bir samimiyettir ki sıcak gülüşüyle içinizi kızgın kumlar gibi ısıtır.

Yanlış yerlerde de arar insan sevgiyi. Yokluğunu hissettiği anda yeni sevgilere yelken açar. Bazen de onlarda takılıp kalıverir. Yerinde adımlarını sayar da sayar. Ne zamana kadar sürer bilinmez. Tahmini olarak daha güzelini, daha doyumsuzunu bulana kadar diyebiliriz aslında. Herkese duyulan beslenen sevgi başkadır. DNA’nın yapısı gibidir de diyebiliriz. Herkeste olmasına rağmen herkesteki hazzı da bambaşkadır. Sevgi kimdedir? Arayanda mı, bulanda mı, yoksa özleyende midir? Sevgi üzerine birçok felsefi sorular sorulabilir. Fakat henüz bilimsel bir açıklaması olamamıştır. Çünkü sevgi özgündür ve özeldir.

Sevgi zamansızdır ve yaş almaz. Ne geçmişe kendine gömmüştür ne de gelecekte değeri azalacaktır. Bir kere başladı mı katlanarak büyür, devleşir. Sevgi büyümek büyütmektir insan ebeveyn olmayı çocuğu olduğu zaman değil, sevgiyi ilk hissettiği anda öğrenir. En büyük kusurların gözle görülmeyecek olmasıdır. Kabulleniştir bir bakımdan da. Eksikliğinin düşünülemediği ezberlerin teker teker bozulduğu haldir. Çaresizliklerin en masumudur.

Bütünüyle sevgiyi düşündüğümüzde bir sonuca çıkıyorum. Aslında cevabını tam kestiremediğim bir cevaba desem daha doğru olur. Bunu duymaya hazır mısın? Yukarıda bahsettiğim her şey sevginin bende olan tanımıydı. Sende çağrıştırdığı şeylerse benimkilerden bambaşkadır. Çünkü herkesin hikayesi farklıdır ve bu hikayenin sonunu yazmakta senin elindedir. O zaman artık kitabımını tamamlamak için bir adım atabilirsin.

(Visited 50 times, 1 visits today)