Gelecekte ki en büyük hayalim dünyanın en büyük metropollerinden biri olan New York’ta iş business management yani iş yönetimi okumak. Daha henüz okula başlamadan bile önce ne yapmak istediğimi biliyordum sanki hayata bu işi yapmak için gelmiştim. Tabii ki o zamanlar adını koyamıyordum, benim bir işletmem olacak onu büyüteceğim gibi beş yaşında ufak fikirlerim vardı. Hayalim beş yaşından bu yana hiç değişmedi, bazı çocuklar küçükken doktor, mühendis gibi meslekler olmak istediklerini dile getirirken ben hep aynı şeyi söylerdim, o zamandan bu yana değişen tek şey vizyonum oldu. Artık daha büyük, yaratıcı, yapıcı ve emin adımlarla ilerliyorum. Size şöyle bir şeyden yola çıkarak başlamak istiyorum: Bir insan düşünün derslerinden çok başarılı, sürekli çalışıyor daha iyisini başarmaya çalışıyor, sosyal hayatıyla birlikte yürütüyor hemde bunu ama ortada bir sorun var o da bir “hedef”. Evet “hedef,gaye,amaç” buna daha bir sürü isim koyabiliriz, hedefi olmayan bir insan bana göre fırtınada kalmış bir yaprak gibidir, rüzgar onu nereye sürüklerse oraya gider. Bir amaçları yoktur bu insanların, hayat onları nereye sürüklerse, açıkça söylemek gerekirse en fazla kazanç nerde varsa oraya giderler fakat atladıkları bir şeyler vardır o da mutlu olmamalarıdır. Halbuki sevdikleri işi tutkuyla, azimle yapsalar büyük ihtimalle çok daha büyük kazançlar elde ediceklerdir. Ben ne istediğimi biliyorum, ben her düştüğümde kalkmak için motivasyonu bu hayallerle buluyorum çünkü biliyorum elbet gerçekleşek bir gün biraz sabır emek ve motivasyon yardımıyla. Başarı hastalığı bilmez, uykun olduğu için erken kalmak istemediğini dinlemez veya yorgun olduğun için işleri ertlemek istediğini ömemsemez; Başarı hayallerinin peşinden koşunca onları yakalayabiliceğini bilir, o gün sahip olduğun şansları değerlendirdiğini dinler ve sahip olduğun potansiyeli gösterdiğini önemser. Eğer bir gün elime yüklü miktarda bir sermaye geçerse yatırımı gıda sektörüne veya hizmet sektörüne yatırmam, ilk önce kendime yatırırım, eğitimime, kişisel gelişimime yani demek istediğim şu ki “İnsanın yaptığı en akıllıca yatırım kendine yaptığıdır.” Restorantın bir gün batar, otelin elinden kayıp gider elinden, geriye sadece kendin, eğitimin kalır elinde. Eğer ben kendi markamı yaratmak, şirket kurmak istiyorsam ilk önce yatırımı kendime yapmalıyım ki emeklerle kurduğum markamı işi bilerek yöneteyim,başkalarının güvenilmez ellerine bırakmayayım, kendi işi kendim görebileyim. Olur da bu şirketlerde elimden kayarsa daima yeniden başlama şansım olsun çünkü sahip olduğum en büyük yatırımım kişiliğim olsun. Tabii bundan sonrada başta restorant işetmeciliği olmak üzere, otel sektörüne de atılmak dünyanın ticaret merkezlerinin birinde yapılabilecek en akıl karı ikinci yatırım çünkü günümüz dünyasında insanlar lüks eşyalardan önce, lüks deneyimlere yönelmiş durumda…