Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal, pireler berber iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallarken iken eski zamanlarda adı sanı unutulmuş bir köy varmış. Bu köyde tek bir büyük ev varmış. Köyün tüm halkı bu tek evde yaşarmış bir gün bu evin karşısındaki tarlanın sürülmesi gerekmiş fakat bu tarlanın ucu bucağı görünmüyormuş ama yine de ürün elde etmek için tarlanın sürülüp ekilmesi lazımmış. Bu iş için bulunabilen tüm atlar toplanmış ve tohumlar hazırlanmış bunların arasında salatalık, biber, domates, kabak, elma, armut gibi daha pek çok şey varmış. Sonunda ekim günü gelmiş. Bu insanlığın gördüğü en büyük ekim organizasyonuymuş. Köy halkı gece gündüz demeden çalışmış, günler günleri, aylar ayları kovalamış derken üç ay sonra iş bitmiş. Sonraki yıl rekor miktarda ürün almışlar. Üç aylık büyük çalışmanın sonucunu fazlası ile alan köylüler iki yıllık erzak depolamış ve o iki yılı mutlu mesut yaşamışlar.