Elif, çiçek ve kelebekleri çok severmiş ve annesine her zaman çiçek ve kelebeklerin olduğu yerlere götürmesini istermiş. Ailesinin maddi durumu iyi olmadığı için onu götüremezlermiş, ama annesi söz vermiş: “Bu yıl derslerini güzel çalışırsan seni kelebeklerin ve çiçeklerin olduğu yere götüreceğine söz veriyorum.” Annesi ve babası nasıl yapacaklarını bilmiyordu ama çocuğunun eğitimi ve hobileri olsun diye onu bütün imkanlarıyla destekliyorlardı hem maddi hem manevi.
Elif artık derslerinde çok büyük ve acayip değişiklik göstermiş ve sonunda okulun son günü gelmiş. O gün Elif çok mutluymuş çünkü okul çıkışında annesi ve babası alacakmış ve oradan arabayla hep birlikte kelebek ve çiçek müzesine gideceklermiş. Elif hemen çantasını alıp okulun yolunu tutmuş. Sonra hemen okulda arkadaşlarıyla son oyunlarını oynayarak vaktini geçirmiş ve sonunda son ders zili çalmış. O derste de karnesini almış ve karnesi çok iyi gelmiş çünkü gelmeseydi kelebek ve çiçek müzesine gitmeyeceklerdi.
Sonra zil çalmış, herkes annesinin yanına koşmuş. Annesi ve babası Elif’e sarılmış ve notunu sormuş. Elif annesine göstermiş, annesi gerçekten de şaşırmış çünkü karne ortalaması 100’müş. Sonra hep birlikte kelebek ve çiçek müzesine gitmişler ve eve geldiğinde Elif ”gördüğüm en güzel şeydi.” diye bütün akşam Elif’e gülmüşler ve tabii ki de şaşırmamışlar.