Einstein Gibi Özgür Düşünmek

Albert Einstein’ın okuldan atılan, çok fakir bir öğrenci olduğunu, savaştan nefret etmesine rağmen çalışmaları ile  atom bombasının yaratılmasına neden olduğunu ve utangaç  olmasına rağmen en ünlü bilim insanı olduğunu biliyor muydunuz?

mucit_resmi0Belki hayatımız boyunca onun keşfi olan bir sürü ŞEYİ kullanıyoruz ya da duyuyoruz. Ama onun gerçeklerini, hayatını bilmiyoruz. Ben bir de bu açıdan bakmak istedim bu muhteşem bilim adamına.

Albert Einstein Almanya’da doğdu. Sessiz sakin  ve utangaç bir çocuktu. Yaklaşık dört yaşına kadar hiç konuşmadı. Doktorlara göre her şey normaldi. Yaşıtları askercilik oynarken o küplerle binalar yapardı.

Ailesinin elektrik malzemeleri satan dükkanı onun oyun alanıydı. Özellikle elektrik onu büyülüyordu. Annesi piyano o ise keman çalardı ve düşüncelerinin müzik ile  dinlendiğini söylerdi. Bir yaş küçük kardeşi Maja zamanla en yakın arkadaşı oldu. Birlikte uzun kır gezileri yapıp dünyanın ve özellikle de uzayın ne kadar gizemli olduğu hakkında tartışırlardı. Ne yaparsa yapsın her zaman düşünür ve daha geniş ve yeni cevaplar arardı.

Babasını hediyesi pusula ile artık hayatında sadece bilim olması gerektiğine karar verdi.

Yaşadığı ülkede ortaokul askeri disiplinle eğitim veriyordu. Soru sorulmayan sadece ezbere dayalı bu eğitim Einstein için  zordu. Ezbere dayanmayan matematik  en sevdiğiydi. Ama  Einstein içindeki  öğrenme tutkusu  ve bilim yalnız düşünülemez inancı tarih ve din konusunda  okumaya yönlendirdi. Einstein ‘’Otoriteye karşı düşünmeden beslenen  saygı  gerçeğin en büyük düşmanıdır.’’ diyordu ve bu onun  okuldan atılmasına neden oldu. Biz ise tembel ve derslerinde başarısız olduğu için atıldığını biliyorduk.

İtalya’ya  giden ,ailesinin yanına gitti. Bu sıcak ,tarih kokan ülkeyi çok sevdi. En güzeli de, okumak ve düşünmek için  zamanı olmasıydı. Aynı kendi gibi yaşadığı döneme ters düşen Copernic ve Galilei gibi bilim adamlarının hayatlarını inceledi. Diğer bilim adamlarının teorileri üzerine çalıştı. Yirmi yaşında ilk bilimsel makalesini yayınladı o zamanlar ilgi görmese de yıllar sonra bu makalesinin doğru olduğu kanıtlandı. Uzay boşluğunda boşluktan başka bir şey yoktu.

Einstein düşünce ve kendi fikirlerini keşfetme özgürlüğünün hayattaki en önemli şey olduğunu anladı. Özgürce düşünebilme becerisi kadar hiçbir şeyin önemli olmadığına inanıyordu. Aile bile bu kadar önemli değildi. Bizim için bencilce gelse de o tek yaşam biçimi olarak buna karar verdi.

Tek amacı fizik okumaktı. Zürih’te Üniversiteye başladı. Parası az ama mutluydu. Sürekli teoriler üretiyordu. Arkadaşları ona ‘’Profesör’’ diyordu. Okulu bitirince İsviçre Patent Ofisinde işe girdi. Yeni işe ona teorilerini düşünmek için zaman veriyordu. Fizik alanında devrim sayılan beş makalesini bu dönemde yayınladı. Elektronik,atom bombası,uzayda yolculuk gibi.

Sınıf arkadaşı Mivela ki -o da çok iyi bir düşünürdü- ile evlendi ve Zürih Üniversitesi Fizik Bölümünde profesör olarak ders vermeye başladı. Ders vermeyi çok seviyordu. Diğer şehir ve üniversitelerde de dersler veriyordu.

Einstein  çok dalgın biriydi. Tamamen  ona özel tavırları vardı ve böylesinin daha kolay olduğunu düşünürdü. ’Eğer sarıldığı kağıt etten daha  iyi durumdaysa bu üzücü bir şey olur’ ’derdi. Zamanla dağınık saçları, kısa pantolonları ve renkli çoraplarıyla fizikle hiç ilgisi olmayanlar için bile  ünlü  oldu. Artık resmi gazetelerdeydi. “Her şeyi basitleştirin ta ki daha fazla basitleşmeyene kadar’’

Almanya’dan profesörlük için teklif aldı ve ailesini İsviçre’de bırakarak yıllar sonra Almanya’ya döndü. İki oğlu ve eşini çok az gördü yıllar önce verdiği kararı uyguladı. Kendisi gibi bilim insanı olan karısıyla yaşadığı yıllar  en verimli yıllarıydı. Bu da sonradan teorilerinin karısına ait olduğuna dair dedikodulara neden olmuştur. Bu dönemde tüm dünya onu tanıyordu. Teorilerini anlatmak için bundan mutluydu ama özel hayatına girilmesinden mutsuzdu. Dünyanın en ünlü üniversitelerinde dersler verdi.

Birinci ve ikinci Dünya Savaşlarında barıştan yana oldu. Bu da özellikle Almanya’da sıkıntı yaşamasına neden oldu. Naziler Einstein‘a karşı 100 yazar adlı kitabı yayınlayınca ‘’Eğer hatalı olsaydım  tek bir yazar bile yeterdi.” demiştir. Bir süre Belçika’da yaşadı ama Avrupa’daki savaş nedeniyle sonunda Amerika’ya gitti. Savaş  devam ederken kendisinin temellerini attığı atom bombasını Almanların yaptığını duyarak Amerika Başkanına mektup yazdı. Sonraları hayatımdaki tek pişmanlık  olarak söylese de atom bombasını yaparak savaşa son vermesini istedi. Ve savaş atom bombasının Japonya’ya atılması ile sonlandı.

Ölene kadar Amerika’da yaşadı ve son nefesine kadar hep kuram ve teorilerle uğraştı. Hep doğadan kopmadan yaşamaya  çalıştı. Tüm hayalı kendi temelini atmış bile olsa  savaş ve silahlardan uzak bir gelecekti.’’4.dünya savaşı taş ve sopa ile olacak’’ onun sözüdür.”

Vasiyeti’ “Beynimi bilime bağışlayın, bedenimi yakın ve küllerini gizli bir yere serpin’’ idi.

Einstein beyni  ortalama bir beyinden daha hafif ve % 15 oranında  daha genişti. Bilinen  kıvrımların dışında  bir dizi kıvrıma sahipti. Bu farklılıkların nasıl bir  anlamı olduğu halen  bilinmemektedir.

Bugün hala  herkes tarafından bilinen ve içinde yaşanan kuramları olan bu bilim insanı sadece bilim için yaşadı hatta beyni hala bilime hizmet ediyor.

(Visited 217 times, 1 visits today)