Eğitimin Coğrafyası

Günümüzde eğitim hakkı, en temel haklardan biridir ve bu gerçek asla sorgulanmamalıdır. Eğitim hakkı elinden alınan insanlar, hayatlarının büyük bir kısmını toplumda bir köle muamelesi görerek yaşarlar. Eğitim hakkının herhangi birinin elinden alınması ve yetmiyormuş gibi bir de cinsiyet ayrımcılığına maruz bırakılarak özellikle kadınların eğitiminin engellenmesi, yaşamlarımızdaki pek çok sorunun temellerini atıyor. Detaylı incelemek gerekirse, bu durum insanların yaşadığı coğrafyayla da son derece yakından ilişkili.

 

Birçok konuda cinsiyet ayrımcılığa şahit olduğumuz bu dünyada, eğitim alanında da ayrımcılığa rastlamamız oldukça mümkün. Gelişmemiş ülkelerin neredeyse hepsinde büyük bir çoğunluğun eğitim hakkı elinden alınıyor, özellikle de kadınların. Bu, genellikle göze çarpmıyor olsa bile ülkelerin gelişememesine yol açan en büyük problem aslında.  Bazı ülkelerin batısı oldukça gelişmiş ve medeni bir coğrafya iken, doğusunda kız çocuklarını evlendirme, kız çocuklarının okula gitmesine engel olma gibi birçok olumsuz durumla karşılaşıyoruz, tıpkı bizim ülkemizde de olduğu gibi. Bu noktada doğuda yaşayan insanların eğitilmemiş ve gelişmemiş olması, daha sonraki jenerasyonlara da oldukça iz bırakıyor. Sonucunda ise tamamen bilinçsiz bir toplum ortaya çıkıyor. Yani diyebiliriz ki, evet, eğitim konusunda bile coğrafya kaderdir. 

 

Bu düşüncede herhangi bir şey yanlış değil. Ancak, kaderin değiştirilemez olmasını savunmak yanlış olurdu. Hayatlarımızda var olan olumsuzlukların hiçbiri değiştirilemez, düzeltilemez şeyler değildir. Kaderin değiştirilemez ve iyiye yönlendirilemez olduğunu düşünmek ise kaçış yolu bulmaya çalışmaktan başka bir şey olamaz. Kaderi değiştirmek toplumun elindedir. Değişmek isteyen ve bunun için çaba harcayan her toplum değişime hazırdır. Diyecek olursanız ki, bu insanlar değişmek istese şimdiye değişirdi, artık çok geç ve artık bir çözüm yolu bulunamaz; o zaman yine haksız olduğunuzu söyler ve yeterince denemedikçe bir sonuca ulaşılamayacağını söylerdim. Bütün bir ülke bu düşünce biçimine sahip olsa bile bu durum bir şekilde değiştirilebilir.

 

Kız çocuklarının eğitilmemesine sebep olarak genelde din ve kültürel değerler sebep gösterilir. Ancak hiçbir din ve kültürel öge eğitime karşı olamaz. Bunlar, toplumun kadınları köleleştirmek ve kullanmak için uydurdukları yalanlardan ibarettir. Eğitimsiz bir coğrafyada – özellikle kız çocuklarına eğitim hakkı tanınmayan coğrafyalarda – kız çocuklarının evlendirilmesi ya da kız çocuklarının ev işlerinde kullanılması amacıyla okula gönderilmemesi gibi sonuçlar doğar. 


Her insan eşittir ve her insanın sahip olduğu haklar aynıdır. Bu hakların erişimine engel olmasına hiçbir şekilde  mazeret gösterilemez. Bir kız çocuğunun bir erkek çocuğundan hiçbir farkı yoktur. Cahil, eğitimsiz jenerasyonlar yetiştirmek bir ülkenin geleceğini yok etmek demektir. Eğitimsiz bir toplum yok olmaya yüz tutmuştur. Bu toplumda özgürlük ve eşitlik bulabilmek mümkün değildir. Atatürk’ün de dediği gibi: “Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır ya da esaret ve sefalete terk eder. “

(Visited 7 times, 1 visits today)