Muhtemelen hepimiz eğitimin ne olduğunu biliyoruz değil mi? Tatil dışında neredeyse her gün okul denen, bazıları için sıkıcı bazıları içinse iyi olan yerde eğitim alırız. Fakat bu eğitim bazıların bildiği gibi stresli. Sizi sonuna kadar deniyor, en iyisini bekliyor ve canınız çıkana kadar “köle” gibi yetiştiriyor. Peki, ne yapabiliriz? Dediğim gibi eğitim sistemi değişmeli mi yoksa kalmalı mı? Gelin bakalım!
Çalışkan bir eğitim sistemi için dürüst olursam birçok bilgi öğrenciye aktarılır ki dediğim gibi bu bazı dezavantajlara neden olabilir. Fakat çağımızda bilmek değil, “üretmek” gereklidir. Tabii bu eğitimi neye göre tanımladığınıza değişir. Fakat dünyada genellikle insanlığı ileri taşımak için yeni fikirler gerekir, “yaratıcı” olmak gerekir. Bir şeyi sadece bilmek insanlığı geliştirmez fakat yaratıcı olmak insanlığı bir adım öne atar. Düşünün, dünyadaki, tüm öğrencilere yaratıcılık alanında eğitim veriliyor, buradan ne kadar çok verim elde edeceğimizi hayal edebiliyor musunuz?
Sonuç olarak, benim düşünceme göre eğitim sistemi çalışan köleler değil, “yaratıcı zekâlar” yetiştirmeli. Sadece bilmek değil, sorunları çözmek için üretmek lazım.
