Her ilgili aile, çocuklarının hayatlarında ailelerinden bağımsız bir birey olarak yaşamlarına devam etmeleri gerekeceği güne hazırlanmalarını ister. Genellikle çocuğun hayata hazırlanması, okula gidip eğitim görmesi ile bağdaştırılmaktadır. Bu ilişkilendirme her ne kadar mantıklı olsa da doğru olup olmadığı konusunda bir sürü tartışma ortaya çıkmıştır.
Müşahede ettiğim kadarıyla; ebeveynler, çocuklarının yataklarını toplama ya da yemekte salatayı yapma gibi küçük sorumluluklarla karar verme yetilerini geliştirerek hayata hazırlanabileceğini söylüyor. Hayata hazırlanmaktan kastettikleri bu ise; okullarda çocuklara verilen eğitim yani okullarda uygulanan eğitim sistemi, çocukları yaşamlarına hazırlar mı?
Bu soru bazı insanlar tarafından “Evet, hazırlar.” ya da “Hayır, hazırlamaz.” gibi net bir şekilde cevaplandırılabildiği gibi bazı insanlar da bu soruyu “Etkenlere göre değişebilir.” diyerek cevaplandırır. Ben de bu konunun cevabının değişebileceğine inananlardanım.
Bence, bu sorunun yanıtı ilgili olan ülkeye, okula hatta öğretmene göre bile değişebilir. Örneğin, her ülkede eğitim sistemi aynı değildir. Bazı ülkeler matematik tarzı dersleri arka planda bırakıp çocukların sosyal hayatıyla daha ilgili olunurken, bazı ülkelerde ise bu tam tersidir. Aynı ülkedeki iki okul bile eğitim konusunda farklı görüşlere sahip olabilir. Gözlemlediğim kadarıyla, özellikle çoğu devlet okulu özel okullara göre çocuğun sosyal hayatına çok daha az önem verir. Tabii ki bu gözlem her okul için doğru olmayabilmekte ve istisnalar gerçekleşebilmektedir. Daha detaya inmek gerekirse, devlet okulları öğrencilerinin her zaman iyi bir matematik, Türkçe notlarına sahip olmalarını ister ve bu konuda çocukların üstüne daha çok düşer yani çocuklara daha çok baskı gösterir. Bunları yaparkense çocukların sosyal hayatlarındaki aktiflikleri konusunda geri kalır. Çocuklara sorumluluklarını göstermez, günlük hayatlarında ihtiyaçları olacakları şeyleri öğretmez ( okulda görülen matematik, fen bilimleri… hariç) ve çocukların bu becerilerini geliştirmeye, ilerletmeye çalışmazlar.
Cevap, eğitimin verildiği okula göre değişebildiği gibi eğitimi veren kişiye yani öğretmene göre de değişebilmektedir. Genellikle, eski öğretmenler yani uzun bir zamandır eğitim veren öğretmenlerin, çocukların hayata hazırlanması konusunda daha ilgili olduklarını düşünüyorum. Bilhassa, bu tarz öğretmenlerin eğitim gördükleri zaman ve yerlerden ötürü kendi öğrencilerini de kendilerinin yetişirildiği yolla yetiştirmek istediklerini gözlemledim. Bu öğretmenler ise eğitimlerini genellikle mahalle okullarında gördüğü için eğitilirken hayata da hazırlanmışlardır. Aynı zamanda, bu eğitimciler çoğunlukla derslerden çok eğittikleri çocukların dışarıdaki hayata hazırlanmalarına daha fazla önem verir çünkü kendileri de böyle görmüştür. Eğitime yeni başlamış, yeni mezun olmuş öğretmenler hakkındaysa pek çok yorum yapamıyorum. Çünkü, şu ana kadar pek çok farklı fikre sahip pek çok farklı öğretmenle tanıştım. Bazıları derslerin her şeyden daha önemli olduğunu söylerken, bazıları ise kendi hayatımda kendi başıma ayakta durabilmem gerektiğini söyleyip durdu.
Sonuç olarak, “Eğitim sistemi çocukları hayata hazırlıyor.” ya da “Hazırlamıyor.” şeklinde net bir cevaba sahip değilim. Görüşüme göre, çocuğun hayata hazır olması, eğitim sisteminden çok bu eğitimi sağlayan ülke, okul ya da öğretmenlere göre değişiyor. Yani bazı okullar, öğretmenler çocuğun kendi ayakları üstünde durması için fazlasıyla çaba sarf ederken; bazıları ise çocuğun sadece dersleri ile ilgileniyor.