Eğer bir bulut olsaydım, belki de gökyüzünde süzülen en huzurlu varlık olurdum. Hiçbir yere ait olmayan bir bulut, sürekli gökyüzü boyunca yol alırken özgür hissederdi. İnsanlar beni görür ve belki de hayal ederlerdi; bazıları beni farklı şekillerde tasavvur ederdi. Kimisi beni bir gülümseme olarak görürken, kimisi de bir kuş ya da bir dağ gibi. Ama ben bir bulut olsaydım, kimseye zarar vermemek için sadece güneşin ışıklarıyla dans ederdim.
Bir sabah uyanıp penceremden dışarı bakarken güneşin ışıkları bulutların arasından süzüldü. Eğer ben de bir bulut olsaydım, o ışıklar arasında kaybolmak ve bir süre için dünya hakkında hiçbir şey düşünmemek harika olurdu. Gökyüzünün bir köşesinden diğer köşesine geçerken, dünyanın her yerine yeni bir bakış açısıyla bakardım. Aşağıdaki insanlar, bana baktıklarında sadece bir nokta gibi görürdü; ama ben, onların hayatlarına girebilir ve onları etkileyebilirdim.
Huzur içinde süzülen bir bulut, belki de bir insanın kaybolmuş hayallerini yeniden bulmasına yardımcı olabilir. Kim bilir? Bir bulut olsaydım, gökyüzünde özgürce dolaşır, farklı yerler gördükçe yeni şeyler öğrenirdim. Ama bir noktada, yağmur yağdığında yere düşer ve başka bir dönüşüm başlardı.
Belki de bir gün bir çiçeğe, belki de bir nehre düşer ve o suyu beslerdim. Eğer bir bulut olsaydım, her zaman şeffaf, hafif ve özgür kalmak yerine bazen yağan bir yağmur gibi başka bir varlık olurdum. Bu dönüşüm, her şeyin bir anlamı olduğunu ve her şeyin bir gün başka bir hâle bürüneceğini gösterirdi.