Merhaba,
Size annem, babam, halam, kuzenlerim, teyzem, eniştem ve anneannemle birlikte bu seneki yaz tatilimin 15 gününü geçirdiğim Karaburun’dan bahsetmek istiyorum. Karaburun, İzmir’e bağlı, denizi ve doğası muhteşem bir sahil kasabasıdır.
Karaburun’a gitmeden önce o kadar çok heyecanlıydım ki akşamları uyuyamıyordum. Sonunda o gün geldi ve yola çıktık, Karaburun’a geldiğimizde hemen odalarımıza yerleşip denizin ve güneşin keyfini çıkarmak için, otelimize yakın olan İncirlikoy’a gittik. Burası mavi bayraklı, muhteşem denizi olan (Karaburun’da hemen hemen her koyun denizi muhteşemdi) bir koydu. Karaburun’da kaldığımız süre boyunca, her gün ayrı bir koyda (Mordoğan, Bodrum, Mimoza, Akvaryum, Kuyucak plajları bunlardan bazıları) denize girip etrafı geziyorduk. Deniz gerçekten muhteşem ve çok temizdi. Balıkları tek tek sayabiliyorduk ve elimizle yakalamak çok kolay gibi görünüyordu ama tabii ki de imkansızdı.
Bir akşam deniz kenarındaki restoranlardan birinin önünde bir amcanın oltayla balık tuttuğunu gördüm ve babama “Biz de balık tutabilir miyiz?” dedim. Babam kuzenim Kaya’ya ve bana birer olta aldı. Oltalarımızdaki misinanın ucuna bayat etmek taktık ve balık tutmaya başladık. Ama hiç balık gelmiyordu. Yaklaşık 2 saat boyunca bekledik, kuzenim sıkıldı ve balık tutmaya çalışmaktan vazgeçti. Ama ben pes etmedim. Ve bu bekleyişimin de karşılığını aldım. Bir balık tutmuştum sonunda ama balık tutmanın çok zor olduğunu da görmüştüm. İskeleden tam ayrılmaya karar vermişken, kayalara tutunan bir denizyıldızı gördük, ilk defa bu kadar yakından bir denizyıldızı görüyordum. Turuncu, her bir bacağı ayrı ayrı hareket eden, canlı bir deniz yıldızıydı. Babamın da yardımıyla onu elime aldım, benim için inanılmaz bir deneyimdi.
Karaburun’u asla unutamam, çok güzel vakit geçirdim, mutlaka gidip görülmesi gereken bir yer. Yemekleri de bir harika.
Ege’nin İncisi Karaburun
(Visited 160 times, 1 visits today)