Edward A. Murphy ve Kanunları

Eminim ki Murphy Kanunları’nı duymayan yoktur. Bu kanunlar olumlu olanı önemsemez, olumsuzu önemser, genellikle insanların karamsarlığından yararlanır. Murphy Kanunları, bir şeyin olma olasılığında hep olumsuz şeyin olacağını savunur. Kanunların temeli “Eğer bir işi halletmek için birden fazla olasılık varsa ve bu olasılıklardan biri istenmeyen sonuçlar veya felaket doğuracaksa; kesinlikle bu olasılık gerçekleşecektir.” bu söze dayanır.

Genel kurallar şunlardır: “Bir şeyin ters gitme olasılığı varsa ters gidecektir.”, “Bir şeyin birkaç şekilde ters gitme olasılığı varsa hep en kötü sonuç doğuracak şekilde ters gidecektir.”, “Bir şeyin ters gidebileceği olasılıkları engelleseniz bile, anında yeni bir olasılık ortaya çıkacaktır.”, “Bir şeyin olma olasılığı, isteme olasılığı ile ters orantılıdır.” “Ne zaman bir şeyden vazgeçseniz, vazgeçtiğiniz o şey size geri gelir.”, “Ne kadar beklersen bekle istenmediği zaman gelecektir.”.

Kanunlar olumsuzluk ve karamsarlıkla doludur. Fakat bu kanunlardan çoğunu herkes yaşamıştır. Kanunlar doğru görülse de bence birkaç pürüz bulunmakta. Çünkü hayat kötü gittiğinde olabilecek şeylere bakarız fakat aynı durumu mutlu olduğumuzda söylemek bana pek mümkün gelmiyor. Murphy Kanunları’nın alaka düzeyini veren biziz, bence. Mutlu olduğumuzda, üzgün olduğumuzdaki kadar üzerine düşmeyiz olayların. Sonuçta işler lehimizde gittiği için pek takılmayız ancak kötü gittiğinde olayların altında birtakım sebepler ararız.

Eğer Edward A. Murphy şuan yaşıyor olsaydı ona aynen bahsettiklerimden söz ederdim fakat inanır mıydı, bilmem. Belki çok karamsardı, belki kötü giden şeylerde kendisini suçlu göstermek istemiyordu, belki de bunların üzerine daha da kafa yormak istemedi.

(Visited 39 times, 1 visits today)