Ben Edine’ye gittim ama oradaki arabaların çok rahat ve yavaş gittiklerini gördüm. Yolda Mimar Sinan’ın eserlerinden birini gördüm. Çok güzeldi tekrar Edine’ye gideceğimiz için çok sevinmiştim. Edirne’de sabah saat 08:00’de bile karanlık oluyor. Dayım bana anlattı, orada daha çok kadınlar çalışırmış. Biz bir börekçinin karşısındaydık, her geçen kadın börekçiye giriyordu. Ama benim aklım hala Mimar Sinan’ın eserinde kalmıştı, Yolculuk boyu onu düşündüm. Gerçekten düşündüm. O zamana göre o taşlar ne zorlukla bulunur. Aklım almıyor. Her şey çok güzeldi. Her zaman oraya gitmek isterdim. Çünkü oraya gitseniz bile heyecanlanmanız çok normal. Orada çocuklar top oynarken biraz dikkatli olun. Her zaman top oynarken bir arabaya çarpabilir. Çünkü bazıları yol kenarında oynuyor. O zaman anneannem de vardı. Hepimiz dayım dışında sürekli uyuyorduk. Çünkü uykumuz geliyordu. Ve arabanın içinde zor duruyorduk. Sonunda istediğimiz yere ulaşmıştık. Ve bir gün geçti yine yolculuk başlamıştı. Ve yine çok yorulacaktık. Ve ben çok olan heyecanımı yitirdim. Ama kardeşim yitirmemiş bakışlarla bana bakıyordu. Ve bu benim pek ilgilendirmedi çünkü onun hayal gücünü aşabileceğimi sanıp onun aklını okumaya başladım.Ve başaramadım. O yüzden vazgeçip yolu seyretmeye başladım. Sonra sıkıldım ve ablamla sohbet ettik. Ama bir yararı olmadı. Sonra ben ablama oyun oynayayım mı? diye sordum ama sonradan vazgeçtim ve yine geçerken o harika eseri gördüm. Tabi ki o Mimar Sinan’ın eseriydi.
Edirne’ye Yolculuk
(Visited 153 times, 1 visits today)